Kaş, Gökçeyazı Mahallemizin İncir Ağacı mevkiinde açılmak istenen Mermer Ocağı yapımına karşı Kaş halkı mermer ocağının başta doğal yaşam olmak üzere mahalle halkının ana geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığı, yüzlerce yıllık meşe ağaçlarını, binlerce yıllık zeytin ağaçlarını yok edeceği belirtmişti. Konuyla ilgili Kaş Çevre ve Kültür Derneği, Antalya Valiliği’ne dava açmıştı. Açılan dava konusunda ise, “Antalya Valiliği Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 202300417 ruhsat numaralı 3416785 erişim nolu 95,50 hektarlık alanın 24,29 hektarı üzerinde mermer/taş ocağı faaliyeti için 18/11/2024 tarih ve 2024942 sayılı olur ile “ÇED gerekli değildir” kararının iptali ile dosya üzerinden yürütülmesinin durdurulması talebi ile dava açmıştı. Mermer ocağı yapımına karşı Kaş Çevre ve Kültür Derneği’nin düzenlediği eyleme CHP Antalya il Başkanı Nail Kamacı, CHP milletvekilleri Cavit Arı, Aliye Coşar, Aykut Kaya, CHP Kaş İlçe Başkanı CHP Kaş İlçe Başkanı Mehmet Vural Arıkan ve muhtarlar Kaş halkı katıldı.
“GELECEĞİMİZİ FEDA ETMEYİN”
Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy, “Geçtiğimiz yıl haziran ayında Kaş’ın Çamlıova Mahallesindeki asırlık sedir ve ardıç ağaçlarının bulunduğu 1000 dönümlük (100 hektar) verimli orman arazisine mermer ocağı ve kırma eleme tesisi ruhsatı verilmişti. Halk bir araya gelerek ÇED toplantısını yaptırmamış, ruhsatın iptalini istemişti. Şimdi de Gökçeyazı Mahallesinde sandal ve meşe ağaçlarından oluşan orman ve de tarım alanlarını yok edecek 95,5 hektar (950 dönüm) büyüklüğündeki araziye mermer ocağı ruhsatı verildiği görüyoruz. Antalya Valiliği, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü tamamı orman ve tarım arazisinden oluşan alana ‘’ÇED gerekli değildir’’ kararı vermiştir. Adına ‘iklim değişikliği’ eklenen bakanlığının İl Müdürlüğünün su havlarımız, ormanlarımız, tarım alanlarımız üzerinde koruyucu kararlar alması beklenirken bölgemizde ve dünyada her yıl etkisini daha fazla hissettiğimiz iklim krizinin nedenlerinden biri olan orman alanlarının tahrip edilmesi yönünde ‘Çed gerekli değildir’ kararı vermesini, bir avuç taş ve mermer için geleceğimizin feda edilmesini anlayamıyoruz” dedi.
“ÇED RAPORU ZORUNLUDUR”
Başkan Ahmet Murat Akoy, “25 hektar ve üzeri alanlar için ÇED zorunluyken, ruhsat alanının toplam büyüklüğü 95,5 hektar olduğu görüldüğü halde, 24,5 hektarlık alanın ÇED’e konu edildiği ve ÇED sürecinin bypass edildiği anlaşılmaktadır. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün sadece 2024 yılı içinde Türkiye genelinde 15bin’in üzerinde ruhsat verdiği, 2008 – 2023 yılları arasında 15 yıl içinde 386bin ruhsat verdiği görülmektedir. Sadece 81 ilimiz olduğunu düşünüldüğünde bu rakamın korkutucu büyüklüğü daha iyi anlaşılmaktadır. Bu rakamlar ruhsat verilen yerin özelliklerine ve önemine bakılmadan masa başından ruhsat dağıtıldığı izlenimi yaratmaktadır. Verilen ruhsatların büyüklüğünün, il büyüklüklerinin oranına bakıldığında Türkiye coğrafyasının nasıl büyük bir talan ve yağma altında olduğu görülmektedir. Kütahya ilimizin yüzde 92’isi, Uşak’ın yüzde 80’isi, Çanakkale ve Balıkesir’in yüzde 79’u, Artvin’in yüzde 71’i, Muğla ilimizin yüzde 65’i maden faaliyetleri için ruhsatlandırılmıştır. Bir ilin neredeyse tamamının ruhsatlandırılmış olduğunu görüyoruz. Bu ruhsatlı alan büyüklüğü, ülkemizin her yerinde yaşamamızı devam ettirebilmemiz için hayati önemi olan orman alanlarının, tarım alanlarının, su havzalarının yok edildiğini göstermektedir. Türkiye’nin her yanında büyük bir doğa kırımı ve geri dönüşü mümkün olamayacak tahribat yaşanmaktadır. Bilim insanları sadece 10 yıl içinde iklim değişimi kaynaklı felaketler sebebiyle dünya çapında 200 milyon insanın göç etmek zorunda kalacağı uyarısı yaparak karbon emisyonlarının düşürülmesi çağrısı yapmaktadır. Geçtiğimiz yıl Hindistan’nın Tripura eyaletinde dört gün süren muson yağmurları sonucunda oluşan sel ve heyelanlarda 23 kişi yaşamını yitirmiş, yaklaşık 1,7 milyon kişi felaketten etkilenmiştir. Yine birkaç ay önce İspanya’nın Valensiya şehrinde şiddetli yağışlar sadece sekiz saat içinde yıllık ortalama yağış miktarına eşdeğer bir seviyeye ulaşmış, büyük can ve mal kaybına yol açmıştır” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNE DOKUNMAYIN”
Akoy, açıklamasının devamında şunları belirtti:
“Dünya’nın farklı noktalarında iklim değişikliği kaynaklı felaketler yaşanırken Türkiye’de ise büyük bir kuraklığın yıllar içinde büyüyerek arttığı görülmektedir. Türkiye’de son 60 yılda yaklaşık 240 doğal gölden 186'sı tamamen kurumuş, göllerimizin dörtte üçü yok olmuştur. Geriye kalan göller ise kuraklık tehlikesi ve aşırı kirlilikle karşı karşıyadır. Bu durum, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve çevre koruma önlemlerinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Geleceğimiz olan su kaynaklarımızı hızla kaybediyoruz. İklim krizi ile mücadele edeceksek öncelikle karbonu, soluduğumuz oksijene çeviren ormanlarımızı korumalıyız. Ancak ormanlarımız atmosferdeki fazla karbondioksiti emerek sera etkisini azaltabilir. Kaş, içinde iki Özel Çevre Koruma Bölgesi, Unesco Dünya Mirası listesinde bulunan Ksantos ve Türkiye’nin en çok ziyaretçi alan antik kenti Patara ile beraber sekiz antik kent ve sayısız arkeolojik alan bulunduran, endemik ve nesli tehlike altında türlere ev sahipliği yapan eşsiz bir coğrafyadır. Türkiye’nin reklam yüzü olan Kaputaş plajı da dahil olmak üzere eşsiz kıyı şeridi ve koyları ile Türkiye’nin en önemli turizm noktalarının biridir. Ruhsat verilen yer Likya uygarlığının en yoğun nüfusunu barındıran bölgelerden biri olan Kyaneai antik kentinin bulunduğu alandadır. Bu sebeple ruhsat sahası çevresi, Likya kültürel mirasına ait yüzlerce arkeolojik alanla dolu bir açıkhava müzesidir. Böyle bir zenginliğin katma değeri olmayan mermer, taş için tahrip etmek Kaş’ın zenginliklerini anlamamak, bilmemektir. Buradan karar vericilere, yetkililere sesleniyoruz. Köyümüzle hiçbir bağı, ilgisi olmayan bir kişi bir firma zengin olacak diye tüm köylümüzün sağlığına, gelir kaynaklarına zarar verecek, yaşam alanlarını yok edecek mermer ocağının açılması kararını iptal edin! Halkımızın sağlıkla, refah içinde yaşaması için, çocuklarımızın geleceği için ormanlarımıza, su kaynaklarımıza tarım arazilerimize dokunmayın.”
“DOĞAMIZI KİRLETİYORLAR”
CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, “Biz sadece burada değil Antalya’nın birçok yerindeki yanlışlıklarla mücadele ediyoruz. Burada gördüğüm en önemli katkı muhtarların burada olması ve halkın destek vermesidir. Kendi köyünüze sahip çıkın. Bugün 345 tane maden Alanı var bunların 192’si mermer ocağı. Ne su kaynağı, ne ağaç, ne çevre ne hayvancılık ne tarım dinliyorlar. Kendi çıkarları için doğamızı kirletiyorlar. Sizlerle beraber bunların karşısında olacağız” dedi.
“YER ÜSTÜ ZENGİNLİKLERİ TAHRİP EDİLMEK İSTENİYOR”
CHP Antalya Millet vekili Aykut Kaya, “Mahallemiz tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Bu mermer ocağı yapıldığında bitki örtüsünden kuşlara kadar, insan sağlığına, su kaynakları olumsuz etkilenecektir. ÇED süreçleri hep oldu bittiye getiriliyor. Yeraltı zenginliklerinden bahsedilirken yer üstü zenginlikleri hiç görülmüyor. Bazıları zengin olacak diye yer üstü zenginlikleri tahrip edilmek isteniyor. Bu topraklara mermer ocağının ne faydası olacak. Sadece bir firma zenginleşmiş olacak. Bizim doğal zenginliklerimize sahip çıkmamız gerekiyor. ÇED raporuna gerek yoktur kararını kabul etmiyoruz. Konunun TBMM’de takipçisi olacağız” dedi.
“SONUNA KADAR MÜCADELE”
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, “Çevreyle doğayla uğraşan ve sevmeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Başta Antalya olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde doğanın tahrip edilmesi, su kaynaklarının tehdit edilmesine, tarım topraklarının yok olmasına sebebiyet veren ocakların ruhsatlarını kolayca veren iktidarla karşı karşıyayız. Her taraf delik deşik. Doğanın bu kadar tahrip olmasına gönlümüz el vermiyor. Burada yapılacak olan mermer ocağı önce bu köye ve yakın köylere büyük zarar verecek. Bu mermer ocağının açılmasına geçit vermeyelim. Önce halkın mücadele etmesi önemlidir. Hep beraber mücadele edeceğiz. Bu ocağın açılmasına izin vermeyeceğiz. Sessiz kalırsak sahipsiz görürler istediklerini yaparlar. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
“TALANA GEÇİT VERMEYECEĞİZ”
CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, “Tarım ve Orman Bakanlığı’na burayla ilgili soru önergesi verdik ama 1 aydır ses çıkmadı. Konu rant ve talan olunca sessiz kalıyorlar. Bu bölge ormanıyla, tarım alanıyla kıymetli bir bölge. Hep kıyılarımızda ormanlarımızda gözleri var. Bizler bunlara ses çıkaracağız. Bu ormanlar bizim geleceğimiz. Bizler sizlerin sesi olacağız. Hep birlikte mücadele vereceğiz. Ranta ve talana geçit vermeyeceğiz” dedi.