Dünya gezegeninin her yanında kurdukları deprem istasyonlarıyla tanınan Antoine Schlupp ve Pascal Perrigaud deprem konusunda bildikleri her şeyi  MİNE KIRIKKANAT'a anlattı...İstanbul Depremi'nde neler olacağı bilimsel -belgesel bir romana dönüştü; "BİR GÜN, GECE"


Mine G. Kırıkkanat : "Ben olacakları yazarım. İstanbul depreminden sonra olacakları "Bir Gün Gece" adlı romanımda yazdım... (...) Sığınmacı istilası Nasreddin Hoca’nın türbesine dönen sınırlarımızdan akın akın geçen Afgan savaşçılarla sürüyor.  Hatay için geçerli olan demografik yapı bozulması yurt sathına yayıldı (...) 1970’lerde komünist Sovyetler Birliği'ni Asya sınırlarını oluşturan Müslüman ülkelerde radikal ve siyasal İslamcılığı yayarak yıkmayı amaçlayan ve zaten başaran “Yeşil Kuşak” projesinin mimarı, Henry Kissinger’dır. 1969’dan beri Nixon’la başlayıp hemen tüm Amerikan başkanlarına dış politika yönderliği yapan Kissinger; 2016 yılında 93 yaşında olmasına karşın Trump’ın da akıl hocalığını üstlenmiştir! Türkiye’nin siyasal ve sosyolojik anlamda İslamlaştırılmasına da büyük emeği geçen ABD’nin Yeşil Kuşak politikası SSCB dağıldıktan sonra da sürdürülmüş; bu kez siyasallaşırken radikalleşen İslamiyeti Amerikan güdümüne sokacak bir yapılanma tasarlanmıştır. "


"Bir Gün Gece" romanı: 

"Bir kent ki tüm ülkenin yüreği... İstanbul...Şiddetli bir deprem ve yüreğinden vurulan bir ülke... Türkiye... Dışa bağımlı ve borç batağındaki bir ülkede, tüm dengeleri  ve zaten pamuk ipliğine bağlı düzeni yok edecek bir felaket yaşandığında neler olabilir? İşte bu  sorunun yanıtını arıyor Mine G. Kırıkkanat, "Bir Gün, Gece"de.


Yerbilimcilerin, bilim insanlarının sürekli uyardığı Marmara depremi yerle bir etmiştir İstanbul’u. Tüm  ulaşımın ve iletişimin kesildiği kentte yüz binlerce ölü, bir o kadar yaralı ve bunlardan çok daha fazla evsiz  vardır. Elbette Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD, yardım ekipleri ve malzemeleriyle “yardımına” koşacaklardır,  zor durumdaki ülkenin. Ama bu arada birikmiş borçlarını da tahsil edeceklerdir haliyle.Dinmek bilmeyen bir yağmurun ıslattığı yıkık İstanbul, viranelerde ve çadırkentlerde hayatta kalmaya çalışan, yemek ve su kuyruklarında çile çeken insanlar, geceleri gizlendikleri inlerden çıkarak terör estiren çapulcular...Mine G. Kırıkkanat kıvrak dili ve son derece canlı betimlemeleriyle, “kurgu” deyip geçilemeyecek, ürkütücü  olduğu kadar muhtemel bir senaryo çizerken, okuru da uyarmayı görev biliyor: “Bu romanın sonunu siz  yazacaksınız. "


 

İstanbul'un depremde dünyanın en büyük mezarlığı olmasını önlemek için kaç dolar gerekiyor? 

İstanbul'un büyük depremde yüzbinlerce ölü vermemesi için gereken para yaklaşık 500 milyar dolar...200 bin  çürük binanın yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerekiyor...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Konut İmar Plan Sanayi ve Ticaret AŞ (KİPTAŞ) Genel Müdürü Ali Kurt  : 

"İBB'nin tespitine göre İstanbul'da deprem olmasa bile yıkılma riski taşıyan 1556 bina bulunduğunu söyledi... Kurt, "Olası bir Marmara depreminde 200 bin bina kullanılamaz hale gelecek. 1.2 milyon bağımsız birim ve 4.8 milyon insan ciddi risk altında" ...


Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır, 
"1999 yılı deprem yönetmeliği öncesi yapılan tüm binalar çürüktür. Binanın o zamanki yapımı doğrudur ama şimdi C25 beton, C30’lar kullanılıyor. Lütfen 99 yönetmeliği öncesi yapılan tüm binaları yenileyin" ifadelerini kullandı...

Siyasetçi Ümit Özdağ Nisan 2023'te şöyle demişti: 

"Türkiye’de 13 milyon, İstanbul’da ise 4 milyon sığınmacı yaşıyor. Sadece Suriyeli sığınmacıların Türk halkına maliyeti 151 milyar dolar. Kişi başına 1700 dolar düşüyor. Sığınmacılar vatanlarına dönünce kiralar, gıda maddelerini fiyatları, enflasyon düşecek. Türklere 2 milyon iş alanı açılacak. Yılda 11 milyar dolar cebimizde kalacak. Kendi ülkemizde mülteci olmayacağız. " 


Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç: “Devlette 5,5 milyon kişi çalışıyor.Buna askerler dâhil değil. Bu devlet 2 milyon kişiyle de döner.”


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in 2015 yılında uzaydan Türkiye'ye düşen göktaşını satıp gelir elde edenden bile vergi alınması düşüncesine sahip olduğunu hatırlayanlardan mısınız? 

İktisatçı Mahfi Eğilmez: 

"250 bin dolara ev alan herkese vatandaşlık verdik. 5 yıllık süre doldu, evleri iki katına sattılar. Böylece üste para vererek vatandaşlık veren tek ülke olarak tarihe geçtik."

Ekonomist Mahfi Eğilmez yabancılara gayrimenkul satışı ile verilen vatandaşlığa dair mevcut tabloda 5 yıl önce ev alanların evleri iki katına sattığını ve üstüne vatandaşlık aldıklarını belirtti. 

Eğilmez "Üste para vererek vatandaşlık veren tek ülke olduk" diye tepki gösterdi.Türkiye ekonomisine yönelik çarpıcı değerlendirmelerde bulunan eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, ev almaları karşılığında Türkiye Cumhuriyeti (TC) vatandaşlığı verilenler konusuna sosyal medyadan tepki gösterdi. Eğilmez, 250 bin dolar ve üzeri döviz ödemesi yaparak vatandaşlık alan yabancıların, 5 yılın sonunda evlerini iki katına sattıklarını ve Türkiye'nin bu şekilde üste para vererek vatandaşlık dağıtan tek ülke olarak tarihe geçtiğini ifade etti.

Sosyal medya platformu X (Twitter) hesabından paylaşım yapan Eğilmez şunları kaydetti:

"250 bin dolara ev alan herkese vatandaşlık verdik. 5 yıllık süre doldu, evleri iki katına sattılar. Böylece üste para vererek vatandaşlık veren tek ülke olarak tarihe geçtik."

Fatih Portakal 4.000.000 sokak köpeğini imha planı için 
şunları söyledi: 


“22 yılda sen hiçbir politika üretmemişsin! "Şimdi en kolay politikayı yapacaksın, ’30 günde sahiplendiremezsem öldürüyorum!’ Bir de ona isim bulmuşlar, uyutuyorum. Öldürüyorsun ya! Cinayet işliyorsun ya!”

MetroPOLL Araştırma, vatandaşın hükûmet sistemine bakışını ölçmek için bir anket gerçekleştirdi. 11-18 Mayıs tarihleri arasında 28 ilde 1700 kişi ile gerçekleştirilen ankette, katılımcılara “Hükûmet sistemi hakkındaki görüşünüz nedir?” diye soruldu.
“Mevcut Cumhurbaşkanlığı Sistemi devam etmeli” diyenlerin oranı yüzde 33,4; “Parlamenter Sistem’e dönülmeli” diyenlerin oranı yüzde 55,8 oldu. Fikir belirtmeyenler ise yüzde 10,8. 

Partililer üzerinden bakıldığında da AKP’lilerin yüzde 62,8’i “Cumhurbaşkanlığı sistemi” derken, CHP’lilerin yüzde 84,3’ü “Parlamenter sistem” dedi. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni yarıdan fazla isteyen partililer AKP ve MHP seçmeni oldu...


ORC Araştırma Şirketi, 10-14 Haziran 2024 tarihleri arasında toplam 5 bin 620 kişiye Türk ekonomisini sordu. Ankette vatandaşlara, "Türk ekonomisinin düzeleceğini düşünüyor musunuz?" sorusu yöneltildi.Katılımcıların yüzde 69,8 gibi oldukça büyük bir oranı ekonominin düzeleceğini düşünmediğini söyledi.

Diyanet'in yemek ihalesinden: Etler yüzde 10'dan fazla yağ içermeyecek, kesinlikle erkek eti olacak, baklavanın fıstığı, fındığı 1. kalite olacak...Diyanet İşleri Başkanlığı, ihtisas merkezine 6 aylık gıda alırken, 8 milyon liralık ihalede et için; erkek hayvan eti, renginin pembe olması, kıvamı, sertliği, yağ oranı şartlar arasında yer aldı. İhalede istenen ürünler arasında baklavalarda cevizin, fındığın ve Antep fıstığının 1. sınıf kalitede olma şartı koşuldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı yine milyonluk yemek ihalesiyle gündeme geldi. Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre; Diyanet, geçtiğimiz 6 Mayıs’ta Trabzon’daki Hafız Ali Haydar Özak Dini İhtisas Merkezi için "Gıda malzemesi alımı" ihalesine çıktı.

23 Mayıs’ta da, haziran ayından 2024 yılı sonuna kadar yenecek ürünler için 7 milyon 885 bin 525 TL’lik sözleşme imzaladı. Diyanet’in ihale teknik şartnamesinde ise alınan yiyeceklerin tümü listelendi.


Et, köfte, baklava, helva

51 personelin olduğu ve yaklaşık 25’er kişilik gruplara eğitim veren ihtisas merkezine 3 bin 250 kilogram yağsız günlük et, bin 750 kilogram haşlamalık et, 800 kilogram hazır köfte, bin 500 kilo kıymanın da aralarında olduğu 87 kalem gıda malzemesi alındı. 800 kilo baklava, 750 kilo helva, bin kilo Kemalpaşa tatlısı da ürünler arasında yer aldı.
Baklavanın fındığı, cevizi, Antep fıstığı 1. sınıf kalitede olacak

Sözcü'de yer alan habere göre; baklavalarda cevizin, fındığın ve Antep fıstığın taze ve 1. sınıf kalitede olması şartı koşuldu. Tüm etlerin İslami şartlara uygun kesilmiş ve damgalanmış olması istendi.
Etler yüzde 10'dan fazla yağ içermeyecek, dişi hayvan eti kabul edilmiyor

Şartnamede, "Etlerin renginin pembe kırmızı arası, kıvamı sert, kendine has görünüşünde ve kokusunda, gövdenin dış kısımları kısmen bir yağ tabakası ile örtülü olacaktır. Etler yüzde 10’dan fazla yağ içermeyecektir. Etler erkek hayvan eti olacaktır. Dişi hayvan eti kabul edilmeyecektir. Dana tranç için “Butun iç tarafında leğen kemiği ile diz eklemi arasında uzanan kemiksiz adale grubundan olmalıdır. Ette kemik parçacıkları ve kıkırdak parçaları olmayacaktır" denildi...


Suriye'nin yeniden inşası için 400 milyar dolar gerekiyor

Bir Orta Doğu analizi ve raporudur: 

ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Cumhuriyetçi Chip Roy, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in "Anayasa'nın 25. Ek Maddesi'ni" kullanarak sağlığı bozulan, çok hasta görünen ve çocukluğundaki gibi kekeleyen (Biden çocukluk döneminde kekemeydi) Başkan Biden'ı görevden alma çağrısı yapması için tasarı hazırlığında olduğunu duyururken, İsrail başbakanı kitle imha silahı , cephane, mühimmat istemek için 24 Temmuz'da Washington'da Joe Biden'ı ziyaret etmek istiyor...Netanyahu ABD Kongresi'nde bir nutuk / tirad da atmak istiyor...

Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi Filistin davasını destekleme ve ilgili BM kararları ile Arap Barış Girişimi uyarınca, İsrail işgalinin sona erdirilmesi ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına dayalı bir çözüme ulaşma konusundaki kararlı olduğunu bir kez daha tekrarladı...

Yahudi Ajansı Göçmen Dairesi Başkanı Joseph Weitz 1940'ta şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Bu topraklar üzerinde iki halka yer yoktur. Eğer Araplar bu küçücük ülkede yaşayacaklarsa biz hedefimize hiçbir zaman varamayacağız demektir. Öyleyse, Arapları buradan uzaklaştırıp komşu ülkelere sürmeliyiz, hem de hepsini. Tek bir köy, tek bir aşiret kalmamacasına..."

İsrailli fanatik lider Baruch Goldstein 25 Şubat 1994'te Ramazan ayında Harem-i İbrahim Camii'nde sabah namazını kılanları hedef alan terör saldırısının sorumlusuydu...Aynı zihniyetin temsilcisi olan İsrailli lider Ben Gvir Filistinlilerle uzlaşmak ve barışmak isteyen İsrailli lider İzak Rabin'in öldürülmesinden sorumlu İsraillilerden sadece bir tanesi...Ben Gvir İsrail Başbakanı İzak Rabin'e ait Cadillac marka arabanın metal amblemini sökmüş ve "bu ambleme ulaştığımız gibi Rabin'e de ulaşabiliriz" demişti...Rabin bundan 3 hafta sonra öldürüldü...

İsrail'in İran'ın kontrolündeki Hizbullah unsurlarını imha etmek için Lübnan'a karşı geniş çaplı bir savaş başlatma tehdidinde bulunduğu bir dönemdeyiz...İran, Yemenli Husiler ve Lübnan Hizbullah'ının yanı sıra Hamas ve İslami Cihat hareketleri de dahil olmak üzere Filistinli örgütleri ve Iraklı milis grupları içeren ve "direniş ekseni" olarak bilinen bir eksene liderlik ediyor... Yani İran'ın kolları çok uzun... İran'ın Kızıldeniz, Irak, Suriye ve Lübnan'daki vekilleri var...İsrail ile Hamas arasında Gazze'deki savaşın başlamasından bu yana bu örgüt ve gruplar bölgenin çeşitli yerlerinde saldırılarını artırdılar. Savaşın Ortadoğu'nun diğer bölgelerini istikrarsızlaştıracağı yönündeki korkuları büyüttüler.Yemen'in başkentini ve en kalabalık bölgelerinin çoğunu kontrol eden Husiler, Filistinliler ile dayanışma amacıyla Kasım 2023'ten bu yana Kızıldeniz bölgesinde uluslararası nakliye trafiğini drone ve füzeler ile hedef alarak onlarca saldırı düzenledi.


Bugün dünyada 9 devlette nükleer silah var: En çok Rusya'da ve hemen ardından ABD'de, daha sonra (ilk ikiliye kıyasla çok daha az miktarlarda) Çin, Fransa, İngiltere, Pakistan, Hindistan, İsrail ve Kuzey Kore'de. İsrail İran'ın  nükleer silahlara sahip olmasını engellemek için çeşitli sabotajlar ve suikastler düzenledi ve düzenliyor...


İsrail'in geçtiğimiz günlerde Ukrayna'ya 8 adet ABD yapımı Patriot füze sistemlerini gönderme planı Putin'i fena halde kızdırdı... 


İspanya, Uluslararası Adalet Divanında İsrail'in soykırımla yargılandığı davaya resmen müdahil oldu...İspanya, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı başlattığı "Gazze Şeridi'ndeki Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin Uygulanması" konulu davaya müdahil olmak için gerekli resmi talebi, UAD'ye bugün sunduğu bildirildi. Şu anda Kolombiya, Meksika, Filistin gibi diğer ülkelerin de bu davaya müdahil olduğu ve İrlanda, Belçika ile Şili'nin de müdahil olma niyetlerini açıkladıkları hatırlatıldı."1948 Sözleşmesine taraf bir devlet olmanın sorumluluğuyla, uluslararası hukuka ve UAD'nin çalışmalarına sıkı sıkıya bağlı olma bilinciyle İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahil olunduğu" kaydedilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:İspanya, bu müdahaleyle Gazze ve Orta Doğu'da barışın geri dönüşüne katkıda bulunmayı amaçlıyor. Amaç, savaşı sona erdirmek ve Filistinliler ile İsraillilerin barış ve güvenlik içinde bir arada yaşamalarının ve bölgede istikrarın sağlanmasının tek garantisi olan iki devlet uygulamasını ilerletmeye başlamaktır...

Suriye rejiminin tahminlerine göre 2011'de başlayan iç savaşın Suriye'yi enkaz, harabe, moloz , toz yığını haline getirdi ve  ülkenin yeniden inşası için 400 milyar dolara ihtiyacı var.


Suriye diktatörü Hafez al-Assad'ın Türkiye'den daha fazla su koparabilmek için bulduğu çözüm Apocuları / PKK terör örgütünü himayesine almak olmuştu...Hafez al-Assad Türkiye ile su pazarlığında çok uzun yıllar PKK terör örgütünü kullanmıştır...

Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında 2016'da yapılan göç anlaşmasıyla birlik Suriyeliler ile Avrupa Birliği arasında Türkiye'nin tampon bölge olması için Türkiye'ye sadaka niteliğinde 6 milyar Euro ödedi...Şu anda Türkiye'de 4 milyondan fazla ve Lübnan'da 1 buçuk milyondan Suriyeli mülteci var...Bunlar Suriyeli asker kaçakları ve aileleri...

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Samuel Warburg, Lübnan'a göç eden Suriyeliler hakkında "Suriye'nin bugünkü şartları geri dönüşleri için elverişli değildir" dedi...