Ne milli bayramlar ne de dini bayramlar, o
şen şakrak kalabalıklarla kutlanamıyor artık. Şimdi ıssız bayramlar zamanı
sanki...
Bayramlar, coşkuyla, neşeyle,
kalabalıklarla kutlanırdı eskiden. Ama Kovid virüsü yüzünden, yalnızlık hakim
oldu yaşamlarımıza. Oysa insan dediğin sosyal bir varlık, sevincini de
kıvancını da, coşkusunu ve hatta hüznünü de paylaşmak ihtiyacında başkalarıyla.
Ama olmuyor, yalnızlık ve ıssızlığa mahkum olduk bayramlarda bile. Her şeye
olduğu gibi, buna da alışacağız zamanla zor da olsa, fakat geçmişi hep
özleyeceğiz sanırım. Dini bayramlarımızdan “Ramazan Bayramı” ya da
çocukluğumuzun diliyle “Şeker Bayramı”na girdik. Ama artık şeker tadında
gelmedi bize.
Düşünsenize, kimselerin ev ziyaretlerine
gitmediği, tatlıların konuklara ikram edilmediği, sevenlerin, özlenenlerin
kavuşmadığı, dargınların barışmadığı, hediyelerin verilmediği, bayramlıkların
alınmadığı, çocuk kahkahalarının duyulmadığı bayram, bayram olur mu bize? Ama
artık ıssız bayramlar zamanı ve sanırım buna da alışacağız! Alışabildiğimiz
kadar işte.
Daha sonra da Milli Bayramlarımızdan biri,
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı gelecek gündemimize. Yine o
coşkuyu, yaşamaya ve yaşatmaya çalışacağız ulusça birbirimize. Gençlere, kendi
gençliğimizin bayramlarını anlatacağız gururla. Albümlerdeki resimlerimizle
canlandıracağız o güzel kutlamaları. Kim bilebilirdi, böyle yalnız, böyle
hüzünlü, böyle içe kapanık bayramları yaşayacağımızı. Hayat bazen insanlara
böyle tatsız sürprizler de yaşatıyor!
Hani her bayramda tatil fırsatı yakalamış insanların, büyükleri ziyaret yerine, tatil yerlerine kaçışını ayıplardık ve yaşlıların gözleri yollarda, onları bekleyişleri dokunurdu ya hepimize. Şimdi herkes, birbirinin yolunu gözler oldu. İnsanın insana hasretini yaşıyoruz hep birlikte, bu pandemiyle. İyi tarafı; yalnızlığın ve birilerinin yolunu gözlemenin, “gelsinler” diye heyecanla beklemenin, zorluğunu kavradık. Artık kimseleri bekletmeden, sevdiklerimize hasreti yaşatmadan, birlikte olmanın getireceği mutluluğu, hiçbir tatile değişmeden, yaşamayı öğrendik!
Eğer yeniden
eski günlerimize dönersek, birbirimizin kıymetini bilerek yaşayacağız. İşte o
zaman, hepimiz için, her gün bayram olacak. Bu mutluluğu yaşatacağız
birbirimize. Derler ya; “Her şerde, bir hayır vardır” diye. İşte bu kötü ve
yalnız günlerin bize öğrettiği en önemli ders de bu olacak. Küçücük bir virüs,
bize; saygıyı, sevgiyi, anlamayı, empati kurmayı ve kısacası iyi insan olmayı
yeniden hatırlattı! Sevdiklerimizle birlikte kutlayacağımız bayramlara erişmek
dileğiyle, geçmiş bayramınız kutlu olsun.