İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Hamas liderlerinden Yahya Sinwar’ın bulunduğu binayı hedef alan operasyonunun ayrıntılarını paylaştı. Refah'ın Tel al-Sultan bölgesinde, 16 Ekim Çarşamba günü gerçekleşen operasyonda, İsrail askerleri birkaç şüpheliyi tespit etti. IDF açıklamasına göre, şüpheliler ateş açtı, el bombası attı ve iki binaya dağıldı. Askerler, tank ateşiyle karşılık vererek şüphelileri etkisiz hale getirdi.
Tank Ateşiyle Vurdu
Operasyon sırasında İsrail askerlerinin tank ateşi ile hedef aldığı binalardan birinde, Hamas Lideri Yahya Sinwar’ın da bulunduğu bildirildi. IDF tarafından paylaşılan drone görüntülerinde, vurulan binadan yoğun dumanların yükseldiği anlar yer aldı. Ertesi sabah yapılan aramalarda Sinwar’ın cansız bedeni teşhis edildi.
Yahya Sincar Kimdir?
Yahya Sinvar, 29 Ekim 1962'de Gazze Şeridi’nin güneyinde bulunan Han Yunus Mülteci Kampı'nda doğmuştur. Aslen 1948'de İsrail'in işgal ettiği topraklarda kalan Askalan (Aşkelon) kökenli olan Sinvar, Gazze İslam Üniversitesi'nde Arap Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştur.
Sinvar, ilk kez 1982 yılında tutuklanmış ve 4 ay hapis yatmıştır. Ardından 1985'te "gizli bir örgüt kurmak" suçlamasıyla ikinci kez tutuklanmış, 1988'de ise 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmiştir. Hamas'ın 11 Ekim 2011'de İsrail ile yaptığı esir takası anlaşması sonucunda 23 yıl sonra serbest kalmış ve Hamas'ın siyasi bürosuna üye olmuştur.
Arap basınında, Sinvar’ın 2021’de İsrail'in hava saldırısından kurtulduğu bilgisi yer almıştır. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın ilk kurucularından biri olan Sinvar, aynı zamanda Hamas'ın güvenlik ve davet teşkilatı olarak bilinen Mecd Gücü'nün de kurucusudur. Güvenlik sorumluluklarını üstlenen Sinvar, basında çok fazla yer almayan bir isim olarak tanınmaktadır.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, Mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, Sinvar için UCM'nin 1 nolu Ön İnceleme Dairesi'nden tutuklama kararı çıkarılmasını talep etmiştir. İsrail, Sinvar’ı 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonunun "bir numaralı sorumlusu'' olarak gösterilmişti.
