İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Antalya Şubesi, 6 Şubat 2023 depremlerinin yıl dönümü çerçevesinde basın toplantısı düzenledi. İMO Antalya Yönetim Kurulu Başkanı Soner Akdoğan, Konyaaltı’ndaki bir otelde düzenlenen toplantıda kent gündemine dair açıklamalarda bulundu.Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde 50 binden fazla vatandaşı hayatını kaybettiğini, gerçek rakamlar bunun çok daha üzerinde olduğunu aktardı.
Geçen yıl Türkiye’de 30 binin üzerinde deprem olduğunu anımsatan Akdoğan, “Deprem bir doğa olayıdır. Binalar yıkılırsa bir afete dönüşüyor. 30 bin depremden hangisini hatırlıyoruz. 6 Şubat depremlerini, 17 Ağustos’u unutmuyoruz. Bu depremin yıkıcı etkisiyle ortaya çıkan acı tablo ile akıllarımızda yer ediyor. Deprem şurada mı burada mı olacak durumuna indirgiyoruz. Türkiye bir deprem bölgesi yüzde 66 birinci derece deprem riski, yüzde 96’sıda tehdit altında,konuşmak yerine depremle ilgili alınacak öncem ve tedbiri konuşmalıyız” diye konuştu.
ANTALYA’DA 200O ÖNCESİ YAPILARIN YÜZDE 30’U RİSKLİ
En önemlisi de sağlıklı yapı üretimini gerçekleştiremediklerinin altını çizen Akdoğan, bunun yolunun basit ve meslek odalarının, bilim çevrelerinin açıklamalarının olduğunu aktardı. Mevcut yapı stokları için ise birinci tedbirin kentsel dönüşüm uygulamalarıdır. Türkiye’de kentsel dönüşüm olarak acil dönüştürülmesi gereken 7 milyon yapı var. Yasa çıktıktan sonra 15 yılda 200 bin yapıyı dönüştürdük. TÜİK verilerine göre 42 milyon yapı var, yarısı 2000 yılından önce yapılmış yapılar oluşturuyor. Kentsel dönüşümle bunları kısa sürede dönüştürmemiz çok mümkün değil.Bunlar kentsel dönüşüm değil bina yenilemedir. Yapıların güçlendirilmesini, hiç gündemimize almıyoruz. Bugün Antalya özelinde bile yapı stokunun 2000 yılı öncesi ve bununda yüzde 30’u riskli yapıdır.İyimser tablo ile yüzde 30’unun riskli olduğunu varsayalım. Bunların hepsini yıkıp yenileyebilir miyiz?” ifadelerine yer verdi.
NEDEN YIKMA VE YAPMA GAYRETİ İÇİNDEYİZ
Deprem bölgesinde bile yıkılan yapıların yerine az katlı güvenli şekilde yapıların yapıldığını ve kentin toz altında olduğunu dile getiren Akdoğan, “20 sene sonra orada sağlık sorunlarını konuşmaya başlayacağız. Bu kadar asbest yıkıp yeniden yapma durumu içinde bulunmak ne kadar mantıklı ve sağlıklıdır. Neden yıkma ve yapma gayreti içindeyiz. Yapının dönüşmesi için ortada bir yöntem var. Yapının yenisini en az bir yılda yaparsınız, 3 ayda binayı güçlendirebilirsiniz.Bunla ilgili teşvik yok, bilgilendirme yok” ifadelerine yer verdi.
DEPREMİN NEREDE OLACAĞININ ÖNEMİ YOK
Yunan adasında depremler olduğunu ve oradaki nüfusun bölgeyi terketmeye başladığını aktaran Akdoğan, “Diyorum ki yarın saat 14.00’da Antalya’da deprem olacak. Bu şehri nasıl boşatacağız. Nereye gideceğiz. Deprem şurada olacak burada olacak konusunun yasaklanması lazım. Nerede olduğunun önemi yok. Maraş’ta oldu, Adana’da binalar yıkıldı. Deprem Türkiye’nin her yerinde olabilir, bu konuyu artık kapatalım. Depremci arkadaşlara da prim vermeyelim. Bunu ticarete dökenler var. Lütfen bu arkadaşlara prim vermeyi bırakın. Afete dönüşmesine neden olacak yapıların dönüştürülmesi gerekir”dedi.
REZERV ALAN
Akdoğan, yapılaşmaya uygun olmayan yerlerin rezerv alan ilan edilerek o bölgelerin boşaltılması gerektiğini belirtti.Rezerv alan tanımının gerçekten uygulanması gereken yerde uygulanması gerektiğini işaret eden Akdoğan, afete maruz kalacak yerlerde uygulanmalı ve yapılaşmaya engellenmesi gerektiğini belirtti.