2,5 Yaşındaki Müslime’nin cansız bedenine ulaşıldığı gün hissetmiş gibi sosyal medyadan lanet okumuştum. İçimden olağan bir ölüm olmadığı geliyordu. Yayın yasağı alındığı, dede de tutuklandığına göre durum ortada…


Şimdi kime, ne nutuk atacaksınız? Artık yeter, susun. Sadece icraat istiyoruz…


8 Mart, 20 Kasım, 25 Kasım vs herkes konuşuyor. Sorumlular da yetkililer de suya sabuna dokunmayan mesajlarla günü kurtarıyor. Hatta mücadele ve anma günleri sazlı sözlü eğlenceye bile dönüyor…


Kanım donuyor, yüreğim sızlıyor…


Bu memlekette kadın ve çocuklar şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor ve şiddet büyüyor. Bu öyle bir anda düzelecek bir halde değil maalesef…


Artık tehlike en yakınlara kadar geldi…


Çocuk da kadın da yakınlarının istismar ve şiddetine maruz kalmış halde…


Ama kime, neyi anlatıyoruz…


Ülkede şiddetin arttığı durumda Bakan çıkıp, dünya ortalamasının altında şiddet olduğunu söylüyor…


Bir kadın milletvekili çıkıp kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söylüyor…


Çocuk istismarını aklayan düzenlemeye eller kalkıyor…


Sapıklar ve katiller iyi hal indirimi alıyor…


Şimdi hanginizin, hangi sözleri bu tabloyu değiştirir ki…


İktidar ve iktidara yakın örgütlerine özellikle kızıyorum…


Susun…


Tablonun bu hale gelmesinin en büyük sorumluları da sizlersiniz…


Ama muhalefet de az suçlu değil…


Hani kadın sığınma evleri…


Hani toplumsal cinsiyete dayalı bütçe…


Kadın temsilinde neden kotalar bile yakalanmıyor?


Hayatın her alanında kadın temsili artmadıkça, kadının insan hakları korunamaz…


Korunamıyor da…


Ama mücadelemiz sürecek…


İnanıyorum, başaracağız…


Bu ülkede kadınlar ve çocukların yüzünü güldüreceğiz…


Yaşamına son verilmiş, katledilmiş tüm kadın ve çocukların anısına söz…