İran‘da Mahsa Amini’nin başörtüsü
kaidelerine uymadığı gerekçesiyle İran ahlak polisi tarafından göz altına alınışı ve sonrasında meydana gelen
şüpheli ölümü, birçok ülkede tepkilere yol açtı.
Özellikle İranlı kadınların başlattığı
eylemler, birçok İran kentlerine yayıldı. İran polis güçlerinin sert tedbirlere
baş vurması, tutuklamaların artması, eylemleri sindireceği yerde arttırdı.
Birçok ülkede, başta kadın haklarını
savunan sivil toplum örgütleri olmak üzere, kadınları sokağa döken protestolar,
İran rejiminin sona yaklaştığına da işaret olabilir.
Dünya devletlerinde baskıcı rejimlerin
çok uzun sürmediğini, tarih araştırmacılarının verdiği bilgilerden öğreniyoruz.
20. Yüzyıldaki diktatörlerden acımasız olanları sıralarsak, Mao, Adolf Hitler,
Josef Stalin öne çıkar. Bu
arada hepimizin hafızasında yer etmiş yakın tarih diktatörlerinden Saddam
Hüseyin’i, Şili diktatörü Augusto Pinochet’i
ilave edebiliriz. Sonları malum.
Anlaşılan, baskıcı
rejimlerin ve yöneticilerinin sonu iyi bitmiyor. Yine tarihe baktığımızda din savaşlarını öğreniyoruz. Katolik
kilisesinde yargılanıp idam edilen farklı inanıştaki Hristiyanları ve mezhep
savaşlarının insanlığa yaptığı kötülükler tarihe geçmiş. Emevi döneminde İslam
ordularının İslam devleti hâkimiyetini oluşturmak için, Arap yarımadası dışında,
özellikle Buhara ve Semarkent bölgelerinde yaptığı baskınlar ve katliamlar yine
tarihçiler tarafından yazılmıştır. Birçok tarihçi, Emeviler döneminde yapılan
saldırıların, İslam’a davetten öte imparatorluk kurmak için ve zenginlikleri
ele geçirmek için yapıldığıdır.
Sümerolog Muazzez
İlmiye Çığ’ın Sümer tabletleri çözümlerinden öğrendiğimize göre Sümer Tanrı
evlerinde ve tapınaklarda kadınların, halktan ayrı olarak özel ve kapalı
kıyafetlere büründükleri belirtilir. Yine Hristiyanlık’taki rahibe giyim kuşamı
ve de İslamiyet’teki kapanma (tesettür), Çarşaf, peçe gibi usullerin kadınlar
üzerindeki yaptırımları herkesçe malumdur. Afganistan’daki kadınların
kırbaçlanması gibi, sokağa çıkmama ve ya araba kullanmama gibi yasaklara baktığımızda,
günümüz hayat şartlarına uymadığı malum. Kadınları baskı altına alan bu
zorlamaların tepkileri, artık artmaya başladı.
Gelelim erkeklere; pantolonların bol olması veya
şortların diz altı olmasından başka bir yasaklamaya maruz kaldıkları yok.
İsteyen erkek saç uzatabiliyor. İsteyen her türlü şapkayı (kasket-kep v.s)
kullanabiliyor. Bazılarına göre birkaç eş de alınabiliyor.
Bu konularda belki
gizli fesliler camiasından fetva almak gerekir ama bence almamak daha iyi. İşi
karıştırmamak lazım. Erkeklerin rahatı
kaçmasın.