Ekolog ve Turizmci Prof.Dr. Tuncay Neyişçi, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkılmaması ve geliştirilmesi gerektiğini belirterek, Karayolları bahçesini ve varyantı içine alacak şekilde daha kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğini bildirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın depreme karşı dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkım kararı aldığı Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yerine, yarı açık-yarı kapalı yeni bir müze kompleksi inşa edilmesi öngörülüyor. 1964 yılında ulusal bir yarışmayla seçilen ve Türkiye’nin ilk özel müze binası olma özelliğini taşıyan Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararı, kent kamuoyunda tepkileri de beraberinde getirmişti.
Antalya Kültürel Miras Derneği’nin (ANKA), müzenin “Kültür varlığı” olarak koruma altına alınması ve 1964’teki özgün projesine uygun şekilde restore edilmesi” istemiyle Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na yaptığı başvuru reddedilmişti.
Ekolog ve Turizmci Prof.Dr. Tunay Neyişçi, Arkeoloji Müzesi’nin zamanında ödül aldığını aktararak, ama bugün gelinen noktada o müzenin depo haline dönüştüğünü belirtti.
“Depo Oluyor”
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin bugünkü müzecilik anlayışına kesinlikle uymadığının altını çizen Neyişçi, “10 Lahiti bir arada göstermenin hiçbir anlamı yok. Eşi benzeri olmayan Dansöz Heykeli’nin tek başına bir salona koyulması gerekir. O kadar önemlidir. Siz onu bir sürü başka eserin arasına koyarsanız o müze, müze olma özelliğini kaybediyor, depo oluyor. Onun için depo diyorum. Kentin en güzel yerinde bir müzemiz var. Akdeniz’e, Beydağlarına, falezlere, Likya’ya kapalı, göremiyorsunuz müzeden. Müzenin, Beydağları’nı denizi mutlaka görmesi gerekir” diye konuştu.
“Gecekondu Gibi Bir Yer Oldu”
Müzedeki eserlerin yüzde 50’sinin başka yerlere aktarılması gerektiğini dile getiren Neyişçi,“Ne kadar geniş olsa da bir insanın müze gezme tahammülü vardır. Fransa’daki Louvre Müzesi’nde bile 3-4 saatte kalan çok az kişi vardır. Bu müzenin bir kısmının ki yüzde 80’i Perge Müzesi’dir. Expo 2016 Antalya’yı Perge ile birleştirerek orada ayrı arkeoloji müzesi olabilir. Bu müzenin yıkılmaması geliştirilmesi lazım. Önündeki tramvayın geçmesi bile engellenmelidir. Kültürel yer diyorsunuz hemen önünde tramvay parkı var. O bölge varyantla birleşerek, yeni bir müze tasarımına ihtiyaç var. Onun için müzenin yıkmadan geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum, gecekondu gibi bir yer oldu. Ekleme çıkarmalarla eski orijinalliğini kaybetti” dedi.
“Vatandaş İstemezse Kimse Yapamaz”
Müzenin önemli parçalarından ‘köpek lahitinin’ köşede bir yerde kenarda durmasından yakınan Neyişçi,“O eser için bile kocaman özel bir salon yapılır. Müze içindeki bazı eserler açık alanda bahçede bazıları ise ‘Dansöz Heykeli’nin’ kopyalarını şehirde belirli yelere koyarsınız, orijinali müzede derseniz, insanların müzeye gitmesini sağlarsınız. Buradaki depodaki eserlerle 10 tane müze açılır, o kadar zenginiz. Müzenin yıkılıp yerine yapılmayacağı yönünde dedikodular ve o şekilde düşünenler var. Ama vatandaşın dedikodular üzerine değil, oraya müze hariç başka bir şer yapılmasına izin verilmemesi yönünde bir yaklaşımda olması gerekir. Vatandaş istemezse kimse yapamaz. Buna en başta da ben karşı çıkarım elimden ne gelirse yaparım” ifadelerine yer verdi.
“Müzeye Dahil Edilsin”
Karayollarına ait lojmanın bahçesinin de müze içine alınması gerektiğini öneren Neyişçi, “O bahçe lojmanda kalanların değil Antalyalıların, müzenin hizmetine açılacak şekilde sisteme dahil edilmesi lazım. Müze yıkılıyorsa lojmanları da yıkın başka yere götürün. Ama yıkmazsanız bile bahçesi mutlaka müzenin alanına dahil edilmelidir” dedi.
