Cüzdanlar boş, buzdolapları boş, tüpler boş, tencereler boş ama heybe dolu. Kime dokunsan bin ah işitiyorsunuz. Herkes haklı, baktığı yere göre tabii...
Emekli de işçi de Emeklilikte Yaşa Takılanlar da...
Öğrenci de haklı işsiz de...
Ortak nokta; geçinememek...
Geçmişte beğenmediğimiz koşullardan daha kötüye gidiyor ülkemiz. Üretim bitti, toplu iğneyi bile ithal ediyoruz. Tahıl ambarı Anadolu, artık tahılın ambarı değil...
Hayvancılık bitti. Yakında ette de tam bağımlı olabiliriz, dışarıya...
Enerjide zaten büyük oranda dışa bağımlıyız...
E ne kaldı ki geriye...
Herşey bir yana en büyük ve yakıcı gündem ekonomi oldu. Yurttaşın artık ev almak, araba almaktan önce beslenme, barınma, giyim problemi var...
“Barınamıyoruz” diyen gençlerden, üniversitelilerden sonra emekli de işçi de memur da isyanda...
En ücra semtlerde bile kiralar cep yakıyor...
Eskiden memurlar rahattı ama şimdi kimse rahat değil...
Yüzde 99 geçinemiyor. İşte bugün gazetemizde yer alan iki haber, manşet ve sürmanşette...
Emeklinin geçinemiyoruz isyanı...
Mühendislerin geçinemiyoruz isyanı...
Bu arada gazeteciler de geçinemiyor...
Basın kuruluşları da çalışanları da zorda...
Enflasyona oranla gerekli iyileştirmeler yapılmıyor. Basın İlan Kurumu (BİK) resmi ilan tarifesi yüzde 100 artacak gibi görünse de Ocak’taki tarifeye geçmeden yapılan güncelleme anlamsızlaştı...
Kağıt parası, baskısı, dağıtımı, maaşlar vs...
Bir yerel gazetenin fiyatı bayide hala 3 Lira, sakız parası...
Maliyeti bile kurtarmıyor...
Yani işin özü hepimiz, herkes geçinemiyor...
Demokrasi, insan hakları, hak, hukuk konularına dalmıyorum bile...
Çözüm sanıyorum sandık...