19 Eylül 1921’ de Büyük Önder Atatürk’e Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından “Gazi” lik ve “Mareşal” likünvanı verildi. İşte bu
nedenle 19 Eylül ülkemizde “Gaziler Günü” olarak kutlanır. Tarihimiz gaziler ve
şehitlerin kanlarıyla yazılmıştır. Toplumun hafızası tarihtir. Tarihi bilmek,
unutmamak, tarihten ders çıkarmak ve üzerinde düşünmek; varlığımızı, ulus birliğimizi
sağlar,
Vatan sevgimizi pekiştirir. Gaziler tarihin canlı tanıklarıdır. Canları pahasına savaşmış olanlardır. O yüzden bütün toplumlarda ve tabii biz de sonsuz saygı ve sevgi görürler.
Tarih toplum hafızasına tarih kitapları ve canlı tanıklarla kazınır. Bu bilgilerle biz; kim olduğumuzu, nereden nereye geldiğimizi, hangi ortak savaşlardan, ortak amaçlara yöneldiğimizi, kader birliğimizi, ülkü birliğimizi, ulus birliğimizi öğreniriz. Toplumsal hafızayı kaybettiğimizde birlik ve bütünlüğümüzü de kaybederiz. Bu yüzden tarih bilgisi önemlidir. Tarihi kanları ve canları pahasına yazan şehitler ve gaziler değerlidir. Gaziler tarihin canlı tanıkları olarak yaşananları hatırlamamıza, unutmamamıza neden olan insanlardır. Gazilerimiz, savaşlarda gösterdikleri kahramanlıkla anılırlar. Onlar, savaşlarda yaşadıkları acılı ve zorlu koşullar yüzünden, hayata bağlılıklarının arttırılması ve kalan ömürlerinde de rahat ettirilmesi gereken insanlardır.
Çünkü toplum olarak bizler, bunu onlara borçluyuz.
Gazilik ve şehitlik mertebelerine erişmiş insanlara sevgi ve saygı göstermek, onlara her yerde ve her durumda öncelik vermek ulusumuzun ve devletimizin geleneklerinde vardır yüzyıllardır. Bu gelenek hiç değişmeden devam etmeli ve gazilerimizle ailelerine gerekli özeni hepimiz göstermeliyiz. Onlara olan minnet borcumuzu başka türlü ödeyemeyiz. “Gaziler Günü” kutlu olsun.