Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmalarda kullanılan gizli tanık ifadeleri, kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olurken, konuyla ilgili dikkat çekici bir açıklama da Antalya’da emekli olan emniyet müdür yardımcısı ve yazar Akif Aktuğ'dan geldi.
Sosyal yaptığı açıklamada Gizli tanık ifadelerinin doğrulanamayan ve çürütülemeyen iddialar üzerine kurulu olduğunu ve adil yargılanma hakkını zedelediğine dikkat çeken yazar Aktuğ şu açıklamayı yaptı.
"Ekrem İmamoğlu hakkındaki soruşturmaların gizli tanık ifadelerine dayandırılması, modern hukuk sistemlerinde sıkça tartışılan bir konuyu yeniden gündeme getiriyor. Gelişmiş hukuk sistemlerinde, tarafsız tanık ifadeleri bile subjektif delil olarak kabul edilirken, gizli tanıklık müessesesi ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ülkelerde ise gizli tanık ifadeleri, masumiyet karinesini zedeleyerek telafisi güç mağduriyetlere yol açabiliyor.
Narin'in katledilmesi gibi kamuoyunu derinden sarsan olaylarda dahi maddi delillere ulaşmanın önemi yazılarımda vurgulamıştım. İmamoğlu soruşturmalarında gizli tanık ifadelerinin ağırlık kazanması, adalet arayışını gölgeliyor.
Dosyaların uzaması ve kamuoyu vicdanını rahatlatmayan kararlar, genellikle maddi delillerin yokluğundan kaynaklanıyor. Tanık, ya somut deliller sunar ya da bu delillere nasıl ulaşılabileceğini gösterir. Aksi takdirde, ifadelerin hukuki değeri oldukça zayıflar. Gizli tanık ifadeleri ise doğası gereği, doğrulanamayan ve çürütülemeyen iddialar üzerine kurulu olduğundan, adil yargılanma hakkını zedeliyor. Bu durum, sadece İmamoğlu soruşturmalarında değil, benzer birçok davada da adalete olan güveni sarsıyor.
Adaletin tecelli etmesi için, delillerin şeffaf ve denetlenebilir olması gerekiyor. Gizli tanık ifadeleri, bu temel ilkeyi ihlal ederek, hukukun üstünlüğüne gölge düşürüyor. Demokrasinin ve hukukun temel ilkelerine bağlı kalarak, adil yargılanma hakkını korumak, hem bireylerin hem de toplumun huzuru için gereklidir."