Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
PARÇALI BULUTLU
27°
Akdeniz Gerçek Eğitim Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na tarikat ve cemaatlerle işbirliği tepkisi!

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na tarikat ve cemaatlerle işbirliği tepkisi!

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Milli Eğitim Bakanı Tekin'in cemaatlerle yapılan protokolleri sürdüreceklerine dair açıklamalarına tepki gösterdi.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na tarikat ve cemaatlerle işbirliği tepkisi!

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in dini vakıf ve cemaatlerle yapılan protokoller ile ilgili açıklamalarına tepki gösterdi.

TBMM Genel Kurulu'ndaki bütçe görüşmeleri sırasında konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolün bulunduğunu, bu protokollerden bin 167 tanesinin resmi kurumlarla, 550 tanesinin STK'larla, 986 tanesinin ise TEMA'dan Kızılay'a bir sürü STK'yla yapıldığını söylemişti. Bakan Tekin, 'Bunların içerisinde sizin 'tarikat, cemaat' dediğiniz, bizim 'STK' dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ben bu protokollerle bize destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz" sözlerini eklemişti.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na tarikat ve cemaatlerle işbirliği tepkisi!

'Esef verici ve ürkütücü'

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in tarikat protokolleriyle ilgili sözlerine tepki gösterdi.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği tarafından yayınlanan kınama yazısında; Milli Eğitim Bakanı Tekin'in okullardaki eğitim programlarının tarikatlarla yapılan protokollerle şekillendirildiğine ve bu uygulamanın devam ettirileceğine dair itiraf niteliğindeki açıklamasının esef verici ve bir o kadar da ürkütücü olduğu vurgulandı.

Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na Tarikat Ve Cemaatlerle Işbirliği Tepkisi!

'Laik sistem çökertilip, doğmalara dayalı eğitime geçilmek hedefleniyor'

MEB ile dini Vakıf ve cemaatler arasında yapılan protokollerle; okullarda evrensel ilkeler temelinde verilmeye çalışılan 'değerler eğitimi' yerine, din temelli 'manevi değerler eğitimi'nin konulmasının amaçlandığına dikkat çekilen açıklamada, dinselleşme çabalarının eğitimin bütün kademelerine yansıtılmak istendiği, belirli bir inanç sisteminin temsilcileri tarafından laik eğitim sisteminin çökertilip, doğmalara dayalı eğitime geçişin hedeflendiği ifade edildi.

Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na Tarikat Ve Cemaatlerle Işbirliği Tepkisi! (3)

'Toplumun tüm katmanlarında gerilim yaratıyor'

MEB tarafından müspet ilimin temel ilkelerinden uzaklaşıldığını belirten Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği yönetimi ve üyeleri, eğitim programlarının dini esaslar çerçevesinde biçimlendirilmesi yolunda atılan adımların sonuncusu olan ve MEB'in ısrarla sürdürüleceğini ifade ettiği protokollerin uygulamaya konulmasının, toplumun tüm katmanlarında gerilim yarattığı ve  özellikle de öğrenciler ile veliler üzerinde oluşan psikolojik baskının onarılmaz bir kuşatılmışlık duygusu oluşturduğu belirtildi.

Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na Tarikat Ve Cemaatlerle Işbirliği Tepkisi! (2)

'Din eksenli yaşam biçimi dayatması toplumun tolerans sınırları zorlanıyor'

Kamu gücünü kullananların dayatmaya çalıştıkları din eksenli yaşam biçiminin, toplumun tolerans sınırlarını zorlamaya başladığı ifade edilerek, laikliğin temel koşulunun, herhangi bir gruba ya da mezhebe dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanınmaması, farklı inanç ve dinlerdeki insanlar arasında eşitliğin sağlanması olduğu hatırlatıldı.

Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na Tarikat Ve Cemaatlerle Işbirliği Tepkisi! (5)

'Cemaatlerle protokoller, okullarda kamu otoritesi eliyle yeni bir dini yapılanmaya yol açar'

TÜKD, laikliğin hayata geçirilmesi için devletin ve MEB başta olmak üzere, tüm devlet kurumlarının her türlü inanç sistemine ve farklıklara eşit mesafede durması, eğitim sistemini dini kural ve referanslara göre değil, bilimsel gerçeklere ve toplumsal ihtiyaçlara göre düzenlemesi gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca, MEB ile dini vakıflar ve cemaatler arasında yapılacak her türlü işbirliği ve imzalanacak protokollerin, okullarda kamu otoritesi eliyle yeni bir dini yapılanmaya yol açacağı ve laik eğitim sisteminde telafisi imkansız tahribata sebebiyet vereceği için, eğitimin tarikat yapılandırmalarının etkisinden kurtarılması için gerekli adımların atılmasını istedi.

Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na Tarikat Ve Cemaatlerle Işbirliği Tepkisi! (4)

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği açıklamasının tamamı şöyle:

'Milli Eğitim Bakanı’nın, okullardaki eğitim programlarının tarikatlarla yapılan protokollerle şekillendirildiğine ve bu uygulamanın devam ettirileceğine dair itiraf niteliğindeki açıklaması esef verici ve bir o kadar da ürkütücüdür.

MEB ile dini Vakıf ve cemaatler arasında yapılan protokollerle; okullarımızda evrensel ilkeler temelinde verilmeye çalışılan 'değerler eğitimi' yerine, din temelli 'manevi değerler eğitimi'nin konulması amaçlanmakta, dinselleşme çabaları eğitimin bütün kademelerine yansıtılmak istenmekte, belirli bir inanç sisteminin temsilcileri tarafından laik eğitim sistemi çökertilip, doğmalara dayalı eğitime geçiş hedeflenmektedir.

MEB tarafından müspet ilimin temel ilkelerinden uzaklaşılarak, eğitim programlarının dini esaslar çerçevesinde biçimlendirilmesi yolunda atılan adımların sonuncusu olan ve MEB'nın ısrarla sürdürüleceğini ifade ettiği protokollerin uygulamaya konulması, toplumun tüm katmanlarında gerilim yaratmış ve  özellikle de öğrenciler ve veliler üzerinde oluşan psikolojik baskı onarılmaz bir kuşatılmışlık duygusu oluşturmuştur.

Kamu gücünü kullananların dayatmaya çalıştıkları din eksenli yaşam biçimi, toplumun tolerans sınırlarını zorlamaya başlamış ve yükselen sesler adeta imdat çığlığına dönüşmüştür. Laikliğin  temel koşulu, herhangi bir gruba ya da mezhebe dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanınmaması, farklı inanç ve dinlerdeki insanlar arasında eşitliğin sağlanmasıdır. 

Laikliğin hayata geçirilmesi için devletin ve MEB başta olmak üzere, tüm devlet kurumlarının her türlü inanç sistemine ve farklıklara eşit mesafede durması, eğitim sistemini dini kural ve referanslara göre değil, bilimsel gerçeklere ve toplumsal ihtiyaçlara göre düzenlemesi gerekmektedir. MEB ile dini vakıflar ve cemaatler arasında yapılacak her türlü işbirliği ve imzalanacak protokoller, okullarımızda kamu otoritesi eliyle yeni bir dini yapılanmaya yol açacağı  ve laik  eğitim sistemimizde telafisi imkansız tahribata sebebiyet vereceği için, eğitimin tarikat yapılandırmalarının etkisinden kurtarılması için gerekli adımların ivedilikle atılmasını talep ediyor ve Laik eğitimin korunması için çabamızı  sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.'

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'nden Milli Eğitim Bakanı'na tarikat ve cemaatlerle işbirliği tepkisi!

Ne olmuştu?

TBMM Genel Kurulu'nda Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolün bulunduğunu açıklayarak, 'Bu protokollerden bin 167 tanesi resmi kurumlarla, 550 tanesi STK'larla, 986 tanesi ise TEMA'dan Kızılay'a bir sürü STK'yla. Bunların içerisinde sizin 'tarikat, cemaat' dediğiniz, bizim 'STK' dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ben bu protokollerle bize destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz' ifadelerini kullanmıştı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Mahkeme: Konut kiralarındaki yüzde 25 sınırına 'adil değil' kararı

Mahkeme: Konut kiralarındaki yüzde 25 sınırına 'adil değil' kararı