Demokrasi ve Emek Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Diyarbakır’da gerçekleştirilen halk buluşmasında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı PKK’nın kurucu Abdullah Öcalan ile müzakere süreci hakkında konuşan Hatimoğulları, İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmenin barış süreci açısından tarihi bir öneme sahip olduğunu belirterek, demokratik mücadelenin sürdürülmesi çağrısında bulundu. Hatimoğulları, “Bu tarihsel kırılmada ya pozitif bir şekilde kırılma gerçekleşecek barışı inşa edeceğiz ya negatif yönde kırılmalar gerçekleşecek ve her yer Gazze olacak.” ifadelerini kullandı.
Suriye ve Rojava’daki Gelişmeler
Konuşmasında Suriye’deki gelişmelere değinen Hatimoğulları, Kuzey ve Doğu Suriye’deki operasyonlara dikkat çekerek, “Kobani düşmedi, düşmeyecek. Suriye’de Kürt halkına, Alevilere, Hıristiyanlara ve Dürzilere yönelik yapılan katliamların derhal durdurulması gerekiyor. Rojava’nın statüsünün resmiyete kavuşması için mücadelemizi yükseltmeliyiz” dedi.
Barış Süreci İçin Çağrı
Hatimoğulları, İmralı’da yapılan görüşmelerin devam etmesi gerektiğini belirterek, "Bu tarihsel kırılmada ya pozitif bir şekilde kırılma gerçekleşecek barışı inşa edeceğiz ya negatif yönde kırılmalar gerçekleşecek ve her yer Gazze olacak. O nedenle devlet aklına biz buradan seslenmek istiyoruz. İmralı'da gerçekleşen bu görüşme yetmez, İmralı kapıları açılmalıdır, Öcalan’ın barış için, sadece Türkiye barışı değil bütün Ortadoğu barışı için de çalışabileceği fiziki koşulların sağlanması gerekir. Bir noktanın daha altını çizeceğim. Bu süreç önemli bir süreç, hepimiz büyük bir heyecanla takip ediyoruz. Ama rehavete kapılmayalım. 'Nasılsa işler hal oluyor barış oluyor' deyip demokratik mücadelemizi zayıflatan bir duruma asla düşmemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları konuşmasının devamında şöyle konuştu:
Bugün İmralı kapıları açıldıysa siz değerli halkımızın verdiği mücadele sayesindedir. Bu görüşmelerin bir barış sürecine evrilebilmesinin yolu siz değerli halkımızın demokratik zeminde eylemlerini, etkinliklerini, sözünü, fikrini ve duygusunu alanlarda meydanlarda en örgütlü şekilde en üst seviyeye taşıyarak bunun önünü açabiliriz. Bu bir süreç olacaksa, bir barış süreci inşa olacaksa bu barış sürecinin Kürt halkının kazanımları lehine neticelenebilmesi için siz değerli halkımızın mevcut olan mücadelesini katlayarak büyütmesi ve geliştirmesi gerekiyor. O nedenle asla rehavete kapılmadan sadece Kürdistan’da değil, Türkiye’nin dört bir yanında devrimci hareketlerle, sosyalistlerle, demokratlarla, aydınlarla, yazarlarla yani ezcümle 'Bu topraklar kana doydu artık yeter, barış istiyoruz' diyen her kesimle çalışmalarımızı sürdürmeye ve bu sesi büyütmeye hep beraber devam edeceğiz. Sizler bunu yaparsanız bütün halklar adına hep birlikte kazanabiliriz." dedi.