Neden ise, eşeğimizi kaybetmeden aklımız başımıza
gelmiyor. Hele bir de yolumuzu kaybeder isek de, ara ki ormanda bir tavşan
bulasın ki, yol söylesin. Her şeyimiz enteresan ya. Kapitalist sistem ümüğümüze
çökmek için bahane arıyor, gariban halkın çocuklarının bazıları maşa olmaya
öyle hazır ki sormayın gitsin. Her Cuma çıkışı ne yol kalıyor ne de bel kalıyor
idi bir zamanlar. Sövülmedik ne Komünizm kalıyor idi, ne de sol. Neden? Hiç, o
da bilmiyor ki. Aradan yıllar geçsin ki, piyon, maşa olduğunu, düştüğü mahpus
damında yan ranzada yatanın da kendisi gibi olduğun fark etsin; neye yarayacak
ise. Derviş ekonomik istikrar tedbirleri ile Milletin anasını belledi.
Ekmekten, suya, hela girişinden, bela girişine kadar her şeye ödenen KDV, ÖTV,
yani ne kadar deve var ise hepsini biz hallettik onlar da bizi. Sonra da
Bahçeli Devlet Bey sayesinde birlerinin önüne yığıverdik. Haydi İNCE'den ince
iktidar şölenlerinden anlamayan Bahçeli Devlet Bey biliyor hep!..
Solcu, sosyal demokrat Ecevit, bir yandan Bahçeliyi, öte
yandan da Mesut Beyi idare ede ede hazineye topladığı paraları, Seçim mucidi
Bahçeli Bey, Ağa oğluna miras gibi Erdoğan'ın heybesine akıtıverdi. Ekmek elden
su gölden, ye babam ye. Önce ekmekler bitti. Sonra sıra göllere geldi. Onlara
da dalındı. Bakalım ne zaman kurur. Ha bire İSTİKRAR PAKETİ uygulamaya
konuluyor. Böyle durumlarda bir şey
söyleniyor ise, tersi anlayın. BARIŞ deniliyor ise, eyvah, savaşa hazır olun.
İSTİKRAR deniliyor ise, ekmeği bile kısın, kıtlık yakın
demektir.
Önceden Ağa gibi konuşan iktidarın bütün etkili ve
yetkilileri, biri biri ile kendileri ile çelişe çelişe açıklamalar yapıyor ama
hiç bir Allahın kulu da, çıkıp, bu nedir ya, karakolda doğru söyleyip mahkemede
şaşırıyorsunuz demiyor.
Hazine tam takır, devlet bankaları boğazına kadar batık,
özel bankalar ise, iktidarın himayesi ile paraları ile köpek taşlıyorlar.
Satılmadık hiç bir şey kalmadı, bit pazarında döndük.
Geçen Cuma günü Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonunda
MUHARREM İNCE'nin CUMHURBAŞKANI ADAYLI ilan edilecekti. Sayın Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce, tıklım tıklım dolu insan selinin arasından
geçerek girdiler salona.
Herkes olayı ve birlikteliği saatlerce çılgınca
alkışladılar. Biri birlerine sarılıp ağlayanlar. Bağıranlar. Umut, Kaf Dağını
aşmış salona dolmuştu.
Herkes, mutlu olmak, umutlanmak için bahane arıyordu
nerede ise. Herkesin gözlerinin içi gülüyor ama yine de dudaklarda tereddütlü
bir tebessüm de yok değil idi.
MUHARREM İNCE; CB Adayı ilan edilince salon, salonun
dışı, sokaklar, Ankara meydanları, Eski Meclis, Anıtkabir, Anadolu Erenlerinden
Hacı Bayram-ı Velinin türbesi, Camisi her yerinden umut akıyordu. Ve o günden
sonra, HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMADI. İktidar ve muktedirlerini bir telaş aldı
ki sormayın gitsin. Ankara'da Bürokrasi, İstanbul'da iktidar beslemeli iş
çevresi tedirgin. Yaprak kımıldamıyor. Ama söyleyen yok. Yıllar sonra, cemaatin
iktidar yolunu açmada ki mahir uygulamalarından yoksun iktidar gergin. Dövizler yurt dışına göçmen kuşlar gibi
göçüyor. Paraları yurtdışı bankalardaki iş adamları da, büyük bir iştah ile
hükümetin "denize düşen yılana sarılır" misali uygulamalarından
yararlanmak içi ellerini oğuşturuyorlar. Halkım mı?.
Onların bazısı, can havli ile hala reklam arası
verileceğini gördüğü filmin devamı var imiş gibi davranmaya çalışıyor. Artık hiç bir şey eskisi gibi değil. Ekonomi göçmüş, seçim sonrası zamlar, yıkımlar,
icralar,
"...mış gibi" yaşayanlar, gördükleri düşten
uyanacaklar, ama atı alan kendi atlarını da alıp Üsküdar'a kaçtığını 25 Haziran
sabahı anlayacaklar. İNCE, sokaklara, meydanlara akıyor bir sel gibi.
Antalya ilan panolarında HALK TV, HALK ARENASI, UĞUR
DÜNDAR ve baş rollerde MUHARREM İNCE acık hava sinemasının ilk seansının
duyuruları ile dolu.
Cuma gecesi, Muratpaşa Belediyesi Meydanında ŞÖLEN var.
Ve umut Torosları, Bey dağlarından aşıp, İNCE İNCE Konya ovasından, Afyon
ovasından doğuya, batıya kuzeye yayıla yayıla akacak. Ve ARIK, HİÇ BİR ŞEY
ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK!.. İnanın!.. Görmüyor musunuz!.. Haydi İNCE'den ince CHP
iktidar şölenine!...