Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Hatay’ın Arsuz ilçesinde düzenlenen CHP MYK toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu.
İsrail'in Yayılmacı Politikaları Eleştirildi
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Hatay’ın Arsuz ilçesinde düzenlenen MYK toplantısında, İsrail'in fetihçi ve yayılmacı politikalarına karşı tüm devletlerin harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. Yücel, "Uzmanların paylaştıkları ve aktardıklarına göre Hamas'ın 7 Ekim 2023'te başlattığı saldırıdan, İsrail gibi teknolojik ve istihbarat toplama kabiliyeti üst düzeyde olan bir devletin habersiz olması olasılık dahilinde bile değildir. Başka bir ülkenin topraklarında binlerce çağrı cihazı ve telsizi patlatabilen bir devletin kendi kontrolü altındaki topraklarda kendisine yapılacak saldırıdan habersiz olması mümkün değildir. Hamas'ın başlattığı saldırılar yüzünden hayatını kaybeden tüm Filistinlilere Allah'tan rahmet diliyor ve tüm dünyaya bir çağrıda bulunuyoruz; İsrail'in bu fetihçi, yayılmacı politikasının durdurulması için tüm devletler üzerine düşeni yapmalı. Aksi halde İsrail'in açtığı bu cehennem kapısı bir daha kapanmayacak." açıklamasını yaptı.
Kadın Cinayetlerine ve İstanbul Sözleşmesi'ne Vurgu
Yücel, kadın cinayetlerine değinerek hükümetin ceza ve infaz politikalarını eleştirdi. İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasını eleştiren Yücel, son dönemde yaşanan kadın cinayetlerini hatırlatarak, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in ailelerine başsağlığı diledi.
Can Atalay’ın Durumu ve Anayasa Eleştirisi
Deniz Yücel, Can Atalay’ın halen cezaevinde olduğunu belirterek, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasını eleştirdi. Yücel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasa yapma söylemlerini eleştirerek, "Anayasa'yı tanımayan bir anlayışla masaya oturmayacağız" ifadesini kullandı.
Sinan Ateş Davasında Adalet Çağrısı
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili davada adaletin yerini bulmadığını savunan Yücel, "11 sanığa hapis cezası verildi verilmesine ama merhumun ailesinin 'cinayetin azmettiricisi' dediği isimler davaya dahil bile edilmedi. Sinan Ateş'in yaşlı annesinin, gözü yaşlı eşi ve ablasının her defasında tekrar ettiği o malum 3 ismi ihbar dahi kabul etmediler. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in ifadesi dava dosyasına dahi girmeden dava sonuçlandı. Peki şimdi bu davadan adaletli bir karar, sonuç çıktı diyebilir miyiz? Adalet yerini buldu diyebilir miyiz? Tabii ki hayır. Tetikçiler yargılandı, azmettiriciler, azmettiricilerin azmettiricileri ise elini kolunu sallayarak dışarıda geziyorlar. Üstelik sonuçlanan davada Sinan Ateş'in neden öldürüldüğü dahi belli değil. Bizim için ve milletin vicdanında bu dava sonuçlanmış değildir. Acılı aile oğullarının gerçek katillerinin ceza almadığını bilmeleri yetmezmiş gibi bir de duruşma çıkışında saldırıya uğradı. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kararın açıklanması öncesinde verilen arada yaşanan gerginlik, fiziki müdahaleye, fiziki saldırıya kadar vardı." diye konuştu.
Türkiye'nin Mülteci Sorunu ve İsrail ile İlgili Uyarılar
Yücel, İsrail’in saldırıları nedeniyle yerinden edilen milyonlarca insanın Türkiye'ye yönelebileceğini belirtti. Aynı zamanda, İran’ın sınır dışı edeceği Afganların da Türkiye'ye gelmesinin muhtemel olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "İsrail’in hedefi Türkiye" açıklamasına da değinen Yücel, "Erdoğan neye göre böyle bir açıklama yaptı bilmiyoruz. Genel Başkan'ımız ve Cumhuriyet Halk Partisinin çağrısı üzerine yarın Dışişleri ve Milli Savunma Bakanları, TBMM'de Meclisi bilgilendirecek ancak bu bilgilendirmenin Sayın Erdoğan tarafından yapılması gerekirdi. Yarın yapılacak bu oturumda Erdoğan'ın da bulunması gerekir. Ortaya atılan iddiaların sahibi Erdoğan, bunun gerekçelerini ve dayanaklarını açıklaması gereken yine Erdoğan'dır. Biz Türkiye ile ilgili bir güvenlik sorunu varsa üzerimize düşeni yapmaya hazırız ancak olmayan bir tehdidi ya da hiçbir dayanağı, gerekçelerini açıklamadan bir tehdit varmış gibi gösterip siyaseten güç kaybetmeye, ivme kaybetmeye başlayan Erdoğan'ın bu iddialarla arkasında insan toplaması, kitleleri toplaması ve kendine iç siyasette bir güç devşirmeye çalışmasına da izin vermeyiz." dedi.