-Araştırmacı Yusuf
Bölük, koruma alanlarının imara açılmasının ve yanlış şehirleşmenin doğada ağır
tahribata yol açtığını belirterek, bu şekilde yeraltı kaynaklarının tek tek yok
edildiğini söyledi.
-Bölük, su kaynakların iyi korunamaması halinde Antalya’da büyük su sıkıntıları başlayacağını iddia ederek, “Bu susuzluk; tarımı, turizmi, sanayiyi ve şehrin gelişimini olumsuz etkileyecek” dedi.
Çevre konusunda yaptığı araştırmalarla tanınan Yusuf
Bölük, ülkemizde son yıllarda 1’inci derece koruma alanları ve mutlak koruma
alanlarının imara açılmasının ve yanlış şehirleşmenin ağır tahribata yol
açtığını ve su kaynaklarının tek tek yok edildiğini iddia etti.
BİR ÇOK KAYNAK
KİRLENDİ
Akdeniz GERÇEK’e konuşan Bölük, su kaynaklarının yeraltı
ve yerüstü su kaynakları olarak ikiye ayrıldığını hatırlatarak, “Yeraltı su
kaynakları ve yer üstü su kaynakları, yağmurlarla beslenmekte olan sürekli bir
devir daim içinde olan kaynaklardır. Antalya bölgesinde yeraltı su kaynaklarını besleyen
yer üstü su kaynakları, Burdur gölü ve Eğirdir gölünden beslenerek gelen yer
üstü ve yer altı kaynaklarımızdır. Antalya merkez bölgesinde eski yıllarda içme
suyu olarak kullanılan, Arapsuyu I ve Arapsuyu II kuyuları, mağara kaynakları,
Meydan, Topçular kaynakları kirlenme nedeni ile devre dışı kalmıştır. Yıllarca
kullanılan bu kaynaklar imar ve şehir yapısı sonucu kirlenerek devre dışı
kalmıştır. Konyaaltı bölgesinin yüzde 90 içme suyunu karşılayan Boğaçayı
havzası, yürütülmekte olan Boğaçayı projesi nedeni ile devre dışı kalacak olup,
ihtiyaç diğer kaynaklardan karşılanacaktır” dedi.
DURALİLER VE
DİŞTAŞLAR TEHLİKEDE
En büyük yeraltı su kaynağı olan Duraliler kaynağı ile
Diştaşlar havzasının imar ve şehirleşme nedeniyle çok yakın zamanda devre dışı
kalacağını vurgulayan Bölük, “Antalya merkezin aktif kaynakları olarak Gürkavak
60 (litre/saniye), Duraliler 3.470 (litre/saniye), Diştaşlar 1.000 (litre/saniye),
Çevreyolu 1.000 (litre/saniye), Üniversite 1.000 (litre/saniye), Pınarlar 2.000
(litre/saniye), debilerine sahip olan yer altı kaynaklarıdır. En büyük yeraltı
su kaynağı olan Duraliler kaynağı imar ve şehirleşme nedeni ile koruma
ilkelerine uyulmaması nedeni ile kirlenme ve yok olma sorunu ile karşı karşıyadır.
Diştaşlar havzası çalkaya imarı ile kirlenmeye maruz kalacak ve devre dışı
kalacak olan bir kaynaktır” diye konuştu.
ACİLEN TEDBİR
ALINMALI
“İmar ve yanlış şehirleşme ile doğanın ağır tahribatının yeraltı
kaynaklarımızı tek tek yok etmektedir” diyen Bölük, şöyle devam etti: “Bu yok
oluşa bir tedbir alınamaz ve kaynaklar korunamazsa ileride Antalya’da büyük su
sıkıntıları başlayacağını anlamak için kahin olmaya gerek yoktur. Bütün her şey
açık olarak ortadadır. Kurumların uygun görüşleri ile 1’inci derece koruma
alanları ve mutlak koruma alanları imara açılmaktadır. Buna karşın çözüm olarak
sunulan ve çalışmaları yürütülen Karacaören baraj havzasından içme suyu temin
etmek ne kadar mantıklıdır. Baraj havzasında balık havuzları, Isparta katı atık
arıtma tesisinin deşarjı Karacaören barajına ulaşmakta, Isparta organize sanayi
ve deri organize sanayi katı atık arıtma tesisleri deşarjı Karacaören barajına gelmektedir.
Kimyasal ve çökeltme sonucunda oluşan
deşarj suyunda kimyasal ve zararlı kalıntı kalmadığını söylemek ne kadar doğru
olur. Bu deşarj sularının birleştiği bu baraj gölünde biriken suyun,
arıtıldıktan sonra şehre verilmesi ne kadar güvenli ve sağlıklıdır. Daha açık
söylemek gerekirse evimizde içme suyu olarak ya da temizlikte kullanmayı ne
kadar kabul edebiliriz.”
GELECEĞE İPOTEK
KONUYOR
Kaliteli ve süreklilik arz eden kaynakları yok ederek,
güvenilirliği soru işaretleri taşıyan, her türlü kirlenmeye açık bir su
kütlesini şehre vermenin mantıklı olmadığını savunan Bölük, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Su kaynaklarımızı yok ettikten sonra soru işaretleri taşıyan bu yüzey suyunu şehrin
kullanımına mı, yoksa tarımsal üretime mi vereceğiz? Sanayi ve turizmin su
ihtiyacı ne olacak? Aslında sorun o kadar küçük ve basit değildir. Yanlış ve
hatalı bir uygulamanın devamında Antalya’nın geleceğine ipotek koymaktır,
tarıma verilecek hasar ağır olacak olup, çevre ve insan sağlığı yönünden yaşanacak
sorunlar belirsizdir.”
GERİ DÖNÜŞÜ YOKTUR
“Yol yakınken biran önce yeraltı kaynak sularının
korunması ve kaynakların gelişmesi için alınması gereken tedbirlerin hızlı bir
şekilde alınması gerekir. İş işten geçtikten sonra bu işin telafisi ve geri
dönüşü yoktur. Başka bir Antalya yoktur, bu sorun sadece Antalya’nın sorunu mu?
Tabii ki de hayır. Bu sorun ileride tarımı, turizmi, sanayiyi ve şehrin
gelişimini etkileyecek. Tarım ve turizm nedeni ile tüm ülkeye etki edecek
önemli bir sorundur. Su sorunu ile tarım alanları ekilemez olacak, oteller su
sorunları ile karşı karşıya kalacaktır. Sorun o kadar basit olmayıp, seyreden
sessiz kalan her kesime zarar verecektir.” Kubilay
ELDEMİRCİ
KARACAÖREN SUYU
NE KADAR TEMİZ?
Yusuf Bölük, Antalya’nın su sorununa çözüm olarak sunulan
ve çalışmaları yürütülen Karacaören baraj
havzasında balık havuzlarının bulunduğu, bunun yanı sıra
Isparta Organize Sanayi ve Deri Organize Sanayi’nin katı atık arıtma
tesislerinin deşarjının buraya bıraktığını kaydetti.