Antalya 23 Ekim 2024 Çarşamba elektrik kesintisi Antalya 23 Ekim 2024 Çarşamba elektrik kesintisi

Antalya’da düzenlenen ‘Kıyı ve Deniz Mühendisliğinde Sorunlar ve Çözüm Yöntemleri’ konferansında konuşan ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Ergin,  Büyükşehir Belediye Başkanı Türel’in  ‘çılgın projesi’ ni eleştirdi, “Boğaçayı marina yapımına uygun değil” dedi..

 

TAŞKIN OLURSA KONYAALTI’I YUTABİLİR

Prof. Dr. Ayşen Ergin, “Geçmişi unutmamak gerekli. Boğaçayı taşkın havzası. 25 Aralık 2003'te yaşanan taşkın sonrasında 260 metre genişliğindeki kanal tamamen doldu. Boğaçayı Köprüsü kazık temelle inşa edildiği halde suyun yükselmesiyle yıkıldı. 2004 yılında fırtına sonrasında Konyaaltı sahiline paralel Antalya-Kemer karayolunun deniz tarafı, kıyı duvarları ve plaj boyunca hasarlar oluşmuştu. Bunun üzerine plajın yaklaşık 800 metrelik kesimine dairesel yüzeyli kıyı duvarı inşa edilmiştir. Taşkın olursa Boğaçay'ı Konyaaltı'nı yutabilir” diye konuştu. 

 

İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin 60.yıl etkinlikleri kapsamında düzenlediği

‘Kıyı ve Deniz Mühendisliğinde Sorunlar ve Çözüm Yöntemleri’ konferansında konuşan Ortadoğu Teknik Üniversitesi(OTÜ)Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Ergin, AKP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Boğaçayı Projesi’ni eleştirdi. Boğaçayı’nı taşkın havzası olduğunu vurgulayan Ergin, Boğaçay Projesi ile ilgili elde bulunan verinin kısıtlı olduğunu belirterek ve kendilerine ulaşan projenin görseline ise ‘artistik  çizim’ benzetmesi yaptı.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in seçim vaatleri arasında bulunan Boğaçayı Projesi’nin de değerlendirildiği konferansa, konuşmacı olarak Türkiye'nin önemli kıyı ve liman uzmanları olan Dr. Işıkhan Güler, ODTÜ'den Prof. Dr. Ayşen Ergin, Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner  ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yalçın Yüksel katıldı.

 

ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Ergin, Boğaçayı Projesi’nde doğa ve insan etkisinin gözardı edilmemesi gerektiğini  ve bilimsel bir şekilde dengeyi kurarak yapılması gerektiğini vurguladı. Ergin, “Marinaların eski işlevlerinin dışında yeni yükümlülükleri de var. Marinalar artık bölgesel kalkınma noktaları haline geldi. Marina kıyı ve iç alanlarda turizmi destekleyecek önemli bir yapıdır. Bize geriye düzeltilmesi mümkün olmayan proje bırakmaması öncelikli hedefimiz olmalı. Fiziksel ve matematiksel modeller aracılığıyla marina yapılması gereken alanın özellikleri görülmeli ve değerlendirilmeli. Çünkü bunun sonucunda yeraltı kaynak sularının yok olması veya kirlenmesi gibi tehlikeler de söz konusu olabilmekte" dedi.

 

BOĞAÇAYI MARİNA YAPIMINA UYGUN DEĞİL

 

Prof. Dr. Ayşen Ergin, doğal ve kültürel kaynakların korunması, topluma ve gelecek kuşaklara yarar sağlayacak şekilde kullanılması gerektiğinin altını çizerek “Yapılan projenin hem ekonomik hem de doğal dengeyi koruyabilmesi gerekmektedir. Bu yüzden ölçeğimizi dikkatli bir şekilde ortaya koymamız gerekiyor. ‘Turizm Kıyı Yapıları Master Plan Çalışması’ sonuç raporuna göre 2030'da yaşanması beklenen artışa göre Antalya'da 6 bin 500 yat kapasitesine ihtiyaç olduğunu gördük. Peki bunu nasıl yerine getireceğiz? Bunun için bazı yerlerde kapasite artırımı bazı yerlere yeni marina yapımı gibi öneriler getirildi. Ancak Boğaçayı bunlar arasında değil. Marina yapılacak konumda değil.. Boğaçayı taşkın havzası 25 Aralık 2003'te yaşanan taşkın sonrasında 260 metre genişliğindeki kanal tamamen doldu. Boğaçayı Köprüsü kazık temelle inşa edildiği halde suyun yükselmesiyle yıkıldı. 2004 yılına bakacak olursak fırtına sonrasında Konyaaltı sahiline paralel Antalya-Kemer karayolunun deniz tarafı, kıyı duvarları ve plaj boyunca hasarlar oluşmuştu. Bunun üzerine plajın yaklaşık 800 metrelik kesimine dairesel yüzeyli kıyı duvarı inşa edilmiştir.  İMO Antalya Şubesi'nin raporlarında Doç. Dr. Dipova'nın şu uyarısını da hatırlatmak gerekir: 'Boğaçay'ı Konyaaltı'nı yutabilir”  diye konuştu.

 

Boğaçayı bölgesinin yer altı suyu koruma alanlarında yer aldığını hatırlatan Ergin, “Boğaçay'ında marina için projelendirilecek olan kısımların - 6 kotuna kadar kazı yapılması gerekir. Sözü edilen kazıların yapılması halinde Boğaçayı'ndaki su kotu deniz seviyesine uygun hale gelecek ve tekneler içeri girebilecektir. Dolayısıyla yeraltı su kaynakları etkilenecektir. Arazi kotunun en yüksek olduğu Duraliler yeraltı suyu işletme sahasına en yakın yerde su kotu değişecektir. Bunun sonucunda Boğaçayı yeraltı sondaj kuyu suları hemen tuzlanacaktır. Böylelikle kente verilen  su verilemeyecektir.  Hurma kaynakları kuruyacaktır. Duraliler sondaj kuyularında 8-15 metre arasında seviye düşmelerine bağlı olarak suyun temini için enerji masrafı artacak, dolayısıyla zamlanacaktır.” Mühübe DEMİRBAŞ

Editör: TE Bilisim