Ak saçlarınızla durakta otobüs bekliyorsanız "NASIL OLSA BUNLAR 65 YAŞ GRUBU, BEDAVACILARDANDIR" diyerek pas geçiyorlar.

Durum bununla da sınırlı değil. Bir çok şoför yolcuları tersliyor, sorusuna cevap vermiyor, haşin davranıyor, yahut sorusuna cevap vermiyor. Zile basıldığı halde durakta durmuyor vb. dert çok. Bu konuda yıllardan bu yana ilgili makam hazretlerine defalarca şikayetlerde bulunuluyor ama sonuç değişmiyor. Sanırım ilgili makamlarda ciddi bir liyakat sorunu var. Buna şahsen yakinen tanık olduğumu söyleyebilirim. Bize bir müfettiş gelse neler anlatabiliriz neler. Kamu oyu nezdinde kurumlarımızın nasıl bir güven zafiyeti içinde olduklarını açıkça ifade etmeliyiz.

SORUYORUM YETKİLİYE: "Siz bu şoförlere hizmet içi eğitim vermiyor musunuz ? Ayıplı hizmet sergileyenlere gereken cezaları uygulamıyor musunuz?" diyorum. "Yok efendim onlar bizim kurum personelimiz olmadıkları için durumlarından sorumlu değiliz" şeklinde cevap alıyorum. "Peki" diyorum. Otobüslerin üzerindeki BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ yazısının ne anlama geldiğini soruyorum. "Bu durumda belediye o insanları gerektiğinde ya hizaya getirmeli, eğer bu yapılmayacaksa o insanlar belediyenin gölgesinde vatandaşa eziyet edemez o yazı kısmını silin" diyorum. Ama hala netice alamıyoruz, soruna devam.

Antalya'dan 130 km uzaktaki bir ilçedeki halk otobüsüyle şehir içi yolculuğu yapıyorsunuz. Orada da bazı şoförler benzeri hizmet kusurunda bulunuyorlar. İkaz ediyorsunuz, daha da ileri gidip sizi üzmeyi sürdürüyorlar. Fakat otobüsün üzerinde "BÜYÜKŞEHİR DENETİMLI HALK OTOBÜSÜ" yazıyor. Bu ne garip bir uygulamadır bir türlü anlaşılmıyor. Bana göre Büyükşehir Belediyemiz bu yaraya derhal bir neşter vurarak yarayı kapatmalıdır.

Hiçkimsenin kamuya mobbing uygulayarak toplumsal psikolojiyi tahrip ederek psikolojik travma yaşatma lüksü yoktur.

Hatta bireyler, özellikle ve bilhassa yaşanın son demlerini yaşayan insanlarımıza bu psikolojik işkenceyi yaşatanların süratle hastanelerin ruh sağlığı servislerine havale edilerek tedavileri sağlanmalıdır.