10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günüydü. Çalışan gazetecilerle dayanışmanın önemi yapılan açıklamalarda vurgulandı. Gazetecilerin ve gazete sahiplerinin yaşadıkları sorunlara, sıkıntılara işaret edildi.
Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik hak ihlallerinin giderek arttığına dikkat çekildi. Yayınlanan mesajlarda, gece gündüz her türlü koşulda fedakarca çalışan gazetecilerden övgüyle söz edildi. Yerel basının yaşadığı ekonomik sorunların giderek ağırlaştığı vurgulandı. Kısaca, Çalışan Gazeteler Günü medya sektörünün yaşadığı sorunlara kamuoyunun tekrar gündemine taşınmasına vesile teşkil etti.
Basın özgürlüğünün durumu da bu vesileyle bir kez daha gözler önüne serildi. Türkiye Gazeteciler Sendikasının 2021/2022 Raporu anımsandı. Raporda, gazetecilere yönelik hak ihlâllerinin, habere yönelik engellemelerin, medya kuruluşlarına yönelik baskıların sürdüğü belirtiliyordu. Günümüzde de, gazeteciler kalemlerini özgürce kullanmaya çekiniyorlar. Üniversite mezunu pek çok gazeteci işsiz. İşsizlik, çalışan gazetecilerin iş ve gelir güvencesi üzerinde baskı oluşturuyor. Editoryal bağımsızlığın önündeki engeller kadar gazetecilerin ekonomik ve sosyal hakları da alarm veriyor. RTÜK, muhalif görüşlerin seslendirildiği kanalların seslerin kısmayı sürdürüyor. Halktv, KRT , Tele 1 ‘e sudan gerekçelerle cezalar kesiyor. Gerçek demokrasilerin, özgürlüklerin var olduğu toplumlarda RTÜK ve/veya benzerlerinin bu tür tutumlarına tanık olunmaz. Özgür düşünce her ortamda dillendirilir.
Basın Konseyinin 2022 Basın Özgürlüğü Raporu’ndaki saptamalar da dikkat çekici. Bazıları şöyle:
- Medyanın yüzde 95’ini tam kontrolüne alıp fonlayan iktidar, elindeki kamu gücünü ‘muhalif’ medyayı susturmak için 2022 yılında da hoyratça kullandı.
-DP döneminin ‘Sansür Yasası’nı 66 yıl sonra Meclis’ten geçirdi. Gazetecileri ‘yanıltıcı bilgi yayma’ gibi yoruma açık bir suçtan hapse atılmanın yolu açıldı.
-Bağımsız olması gereken kurumlar, iktidarın medyayı susturma aparatı oldu. Yetkisini aşıp yayın durduran, ekran karartan RTÜK, ‘halk duymasın, görmesin, bilmesin’ istiyor.
-“Muhalif’ medya her yönden kuşatma altına alınarak ‘çökertilmeye’ çalışıldı. İktidarı eleştiren gazeteciler bir gerekçe uydurulup evlerine yapılan polis baskınlarıyla gözaltına alındı, tutuklandı, mahkûm edildi. Birçok gazeteci saldırıya uğradı…
Çalışan Gazeteciler Gününde CHP Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer TBMM’de bir konuşma yaptı. Çakırözer konuşmasında, 2022’de basın özgürlüğündeki kara tabloyu Meclisin dikkatine getirdi. iktidarın, medyaya yönelik siyasal, yargısal ve ekonomik her türlü baskıyı uyguladığını vurguladı. Eleştirel ve bağımsız yayın yapan medyaya sansür, yayın yasağı, erişim engeli, program durdurma, resmi ilan kesme, idari para cezası, ekran karartma uygulamalarının, 2022 de arttığını söyledi. Gazetecilere yönelik saldırı, gözaltı, tutuklama, hapis ve tazminat cezalarıyla, basın tarihimize geçtiğini ifade etti. 2023’ün demokrasi ve özgürlükler yılı olmasını dileyen Çakırözer etkileyici konuşmasının sonunda, cesur yürekli, gazeteci meslektaşlarını selamladıktan sonra “ kimse şüphe etmesin 2023’te Türkiye’ye demokrasi gelecek, hukuk gelecek, basın özgürlüğü gelecek. Bu ülkede tüm sansürleri, yasaklamaları yok edip, aydınlık yarınlara hep birlikte ulaşacağız.” Dedi.
Görevlerim münasebetiyle geçmişte genç gazeteciler tanıma fırsatı buldum. Ne zorluklarla haber peşinde koştuklarını gördüm. O gazetecilerden kimi bugün deneyimli köşe yazarı, kimi de çok önemli konumda. Zamanla her şey değişiyor. Geriye anılar kalıyor. Sözünü ettiğim o genç gazetecilerinden biri de Utku Çakırözer. Çakırözer’i Milliyet’in muhabiri olduğu tarihlerde tanıdım. Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekretarya Başkanı idim (1997-2000). Her Üst Kurul toplantısı ardından Kurul Başkanı Devlet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Başbakanlık muhabirlerini bilgilendirirdi. Çakırözer , Üst Kurulun çalışmalarını yakından izler, insan haklarını, özgürlükleri öne çıkaran haberlere imza atardı. Bu haberleri ilgiyle karşılanırdı. Çakırözer bu çizgisini her daim sürdürdü. Milletvekili seçildikten sonra da, gazeteci meslektaşlarını unutmadı. Sorunlarını, basına yönelik baskıları ‘Basın Özgürlüğü Raporu’ olarak düzenli olarak Meclisin gündemine taşıdı. 10 Ocak konuşması bu tür konuşmalarından sonuncusu. “2023 Demokrasi ve Özgürlükler Yılı Olsun” şeklinde dilekte bulundu. Bu dilek hepimizin dileği. Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılının Demokrasi ve Özgürlükler Yüzyılı olması, tümümüzün temennisi.