Mehmet Sami Tuğrul’un katledilişinin toplumdaki öfkesi dinmezken,
ailesinin acısını düşünebilmek imkansız. Mehmet Sami’ye rahmet, ailesine sonsuz
sabırlar diliyorum tekrar…
Dün Kahraman Maraş’ta defnedilen
Mehmet Sami’nin babası Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Halil Tuğrul ile
konuştuk. Acılı bir babaya göre de uzunca bir görüşme oldu. Belki samimiyetimi
ve duyduğum acıyı hissetti. Duygularını döktü bir anda…
Oğlunu az evvel sonsuzluğa
uğurladığını kaydeden baba, cenaze merasiminde de duygularını paylaştığını
kaydederken, “Devlet sesimizi duysun. Bu
hasta insanlar çalıştırılmasın. Gerekli kontroller yapılsın” dedi…
Antalya Valiliği’nin de
açıklamasında yer verdiği bilgilerle katilin, tedavisi sürerken ara verdiğini
belirterek, “Bu tip insanlar ilaç kullanırken gayet normal. Ama tedavisi kesildiğinde sorun oluyor” dedi…
Ve Mehmet Sami’nin aşçı ile sohbetler ettiğini hatta ailesiyle
tanıştığını da kaydetti. Ama o kriz anında yanında olduğu için şanssız olduğunu
söyledi…
Acılı bir babaya ne denebilir ki!
Olayın en son halkasından sorguluyor Halil Hoca. Gerçekten hasta mı? Bilmiyoruz. Ama
hastaysa ki valilik ‘hasta’ diyor. Hasta birinin çalıştırılması, denetlenmemesi
sorun evet. Ama madem bu kişi hasta, nasıl aşçılık belgesi aldı?
Ve önemli sorular;
Antalya İlim ve Kültür Derneği’nin yurdu ruhsatlı mı? Ruhsatlıysa ruhsatı ne
zaman verildi? Ruhsata uygun çalışıyor mu? Denetimler yapıldı mı? Yapıldıysa
sonuçları neden açıklanmıyor?
Böyle bir yurdun
işletmesi olan dernek başkanı, hakkında onca iddia ve şikayete rağmen nasıl bir
lise idari görevde bulunabiliyor?
Bir tarikat yurdu
olan bu işletmeyi hiç kimse görmedi mi? İlgili belediye durumdan haberdar değil
mi?
Evet, basın yasağı olaya geldi. Ama olayın perde arkasını
konuşmak, sorgulamak hepimizin görevi. Başka gençler yok olmasın, hayatları
kararmasın. Taciz, tecavüz bir sürü
iddiaya ve son yaşanan vahşete konu olan ne idiği belirsiz yurtlara geçit
verilmemesi için ilgililer ne zaman görevlerini yapacak…
Milli Eğitim suskun, Antalya Valisi suskun. Konuşan birkaç
sendika, birkaç siyasi…
Açıklamaların bir kısmı silik, korkak…
Sokağa çıkmak, meydanlarda haykırmak gerek…
Bir genç öldürüldü. Başı kesilerek. Satırla…
Üzerinde 17 bıçak darbesi olduğunu öğrendim…
Demek ki vahşice katledilmiş, tahminlerimizin ötesinde…
Korkmayın…
Susmayın…
O genç bizim geleceğimizdi. Geleceğimize kıyıyorlar…