Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Genel-İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük, Akdeniz Gerçek’e yaptığı açıklamada, “Asgari ücret, yüksek enflasyon ve durdurulamayan zamlar karşısında gün geçtikçe eriyor. Her gün yeni bir zamla uyanıyoruz. Bu zamlar ufak tefek zamlar da değil. Açlık sınırının altında bir asgari ücret var. Bunun asıl anlamı şudur; biz açlık sınırının altında bir asgari ücretle terbiye ediliyoruz. Oysa ki asgari ücretin insanca yaşanır bir ücret ve temel ihtiyaçları karşılayacak bir ücret olması gerekir. Bu payı adaletli dağıtmazsak vergide adaleti sağlamazsak, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almazsak bu iş olmaz” dedi.
3 AYDA 1 GÜNCELLENMELİ
Başkan Vedat Küçük, asgari ücrete zam yapılmaması halinde alım gücü düşen yurttaşların çalışma verimliliğinin de düşeceğine dikkat çekerek, “Asgari ücreti yılbaşında belirlediler, bir daha da zam yapmayacaklarını söylüyorlar. Oysa bir daha ara zam yapmayacaklarını söylediklerinde akaryakıta, gıdaya, eğitime, iğneden ipliğe her şeye zam gelmeseydi bile bu ücret yine yetmezdi. Her gün her şeye zam yapacaksın ve Türkiye’nin yüzde 80’inin aldığı ortalama ücret haline dönüştürülen asgari ücrete zamdan bahsetmeyeceksin. Bu çelişki ciddi bir çelişkidir. Bu işçi sınıfının iş barışını, yaşam koşulunu, çalışma ortamını, çalışma barışını bozar. Bununla ilgili merkezi düzeyde de söylüyoruz, şimdi de söylüyoruz, ya zamlar durdurulmalı veya zamlar yapılıyorsa her 3 ayda 1 asgari ücret tekrar güncellenmelidir. Yoksa insanların çalışma şevki de bozulur, psikolojik olarak çalışma verimliliği de düşer. Bununla ilgili sendika olarak yıllardır mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz” dedi.
“ÜLKE İŞÇİLERİN VERGİSİYLE GEÇİNİYOR”
Başkan Küçük, “Bu ülkenin yüzde 72 vergisini biz işçiler, emekçiler, çiftçi, esnaf ödüyorsa söz söyleme hakkımız da zam talep etme hakkımız da var, hakkımızı arayacak gücümüz de var. Onun için hükümeti uyarıyoruz. Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanını da uyarıyoruz. Hak ettiğimiz ücreti almak istiyoruz, vergide adaletin, gelirde adaletin sağlanmasını istiyoruz Kaşıkla verilen ücret artışlarının, adaletsiz vergi sistemi, yeni zamlar ve yüksek enflasyon yoluyla geri alınması da artık bir gelenek haline gelmiştir. Türkiye işçi sınıfı bu açlık dayatmasına, zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu bu düzene mahkûm kalamaz. Asgari ücret dayatmasından kurtulmak için, Türkiye’nin bir asgari ücretliler toplumu olmaktan kurtarılması için, sendikalaşma, grev ve toplu sözleşme mücadelesini yükseltmek şarttır. İnsanca yaşanacak bir ücrete hasret kalan Türkiye işçi sınıfı için artık hayatta kalmaya yetecek bir ücretten dahi bahsetmek zorlaşmaktadır” dedi.
“MÜCADELEYİ BÜYÜTMEYE KARARLIYIZ”
Başkan Küçük, “Türkiye’de işçilerin yarıdan fazlası asgari ücretle ya da yakın bir ücretle çalışıyor. Asgari ücretlinin alım gücü enflasyon nedeniyle eridi. 17 bin 2 liralık asgari ücret, 19 bin liralık açlık sınırının çok altında kaldı. Yoksulluk sınırı 62 bin lirayı buldu. Sendikaların imzaladığı toplu sözleşmeler geçerliliğini yitirdi. Kemer boğazı sıkarken, ‘Temmuz zammı şart!’ işçilerin en yakıcı talebi haline geldi. İktidar, Şimşek programı kapsamında Temmuz ayında zam yapılmayacağını duyurdu. Gerekçe olarak ‘Ücretler artarsa enflasyon patlar’ yalanı ileri sürüldü. Tepki büyüyünce işçilerin ara zam talebi ötelemek için kulislerden yeni açıklamalar sızdırıldı: “Zam yapılabilir ama Temmuz’da değil sene sonuna doğru ve birkaç bin lira!” Sene sonunda asgari ücrete zam yapılması ise zaten yasal zorunluluk. Türkiye’nin dört bir yanında işyerlerinde, meydanlarda, sokaklarda, verdiğimiz mücadeleyi büyütmeye kararlıyız” diyerek açıklamasını tamamladı.