Mimarlar Odası Antalya Şube (ANTMİMOD) Başkanı Hasan Çerçiler, dış cephede kullanılan malzemelerin yangına karşı yalıtılması gerektiğinin altını çizerek, “Bir katta yangın çıktığında pasif söndürme üyeleri devreye girmezse, diğer kata bu yangının geçmesinin engellenmesi gerekiyor, bunu da oluşturulan özel yangın zonları sağlar” dedi. Çerçiler, Antalya’daki tüm tesislerde önleyici hizmetler pasif söndürme sistemlerinin yılda en az bir kez kontrol edilmesi ve bunun işletmelerin insafına bırakılmaması gerektiğini vurguladı.
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'deki yangında 78 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından gözler, milyonlarca turisti ağırlayan Antalya’ya çevrildi. Bolu’daki otelin özellikle dışından çıra gibi yanması kısa sürede alev topuna dönmesi, binalardaki mantolama ve içeride alınması gereken önlemler hakkında Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler açıklamada bulundu.
Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler, binaları yaparken dış cephelerinin yanmaz malzemelerle kaplanması gerektiğinin altını çizdi.
"Yangın Zonlarının Önemi"
Özellikle dış cephede yanmaz ve alev almayan ürünlerin kullanılmasına dikkat çeken Çerçiler, “ Eğer yanıcı bir malzeme kullanılacaksa, bunları tekrardan yangına karşı yalıtım sürecinden geçirmek gerekiyor. Aynı durum içerideki şaftlar içinde geçerlidir. Gerek elektrik, gerekse makine şaftları olsun katlar arasında yangın önleyici, alevlerin katlar arasına yayılmasını önleyici katta stoklaması gerekiyor. Bir katta yangın çıktıysa pasif söndürme üyeleri devreye girmediyse diğer kata bu yangının iletilmesinin engellenmesi gerekiyor. Buda yüksek binalarda özel yangın zonlarının oluşturulması gerekiyor. Yangın merdivenlere ulaşım mesafesi 15 metreyi geçiyorsa sprink hattı yapmanız gerekiyor. Bina yüksekliği 21.50 metreden fazla ise bunları zonlara ayırman gerekiyor. Aynı katta dahi olsa, yangının ilerlemesini önleyecek yanmaz kapılar var. Bunlar 1000 dereceye kadar erimeyi önlüyor. Betonarmenin de belirli bir sıya dayanımı var” ifadelerine yer verdi.
Çerçiler, binaları yaparken yangın yalıtımı ve pasif söndürme sistemlerinin etkin derecede kullanılabilir olmasına önem gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Bu sistemlerin yılda en az bir kez denetlenmesinin hayati önem taşıdığının altını çizen Çerçiler, “ Bunları işletmelerin insafına bırakmadan, belediyelerin yanında ilgili odalarca da denetlenmesi gerekiyor” dedi.
"Yanmazlık Sağlanması"
Otelin dış yüzeyinin alev topuna dönmesini değerlendiren Hasan Çerçiler,“ Ahşabı belirli sürede yenilemek gerekir. Nasıl binanın içindeki mekanik sistemler 30 yılda değiştiyse, dışındaki ihtiyaçlarda değişiyor. Büyük olasılıkla otel 3 ay çalışıyor diye dışına bir bakım yapma gereği duymamışlar. Kar turizmine dayalı olduğu için yılda 3 ay çalışıyor otel. Bundan dolayı bazı bakımlar es geçilmiş. Yangın söndürme ve yangın ağızları doğru yerde bırakılsa ve ani müdahale edilebilseydi, bu tarz bir facia olmayabilirdi. Her türlü malzemeyi her yerde kullanabiliriz ama gerekli önlemleri ve yanmazlığı sağlamak gerekiyor. Şehir içinde bir çok yerde mantolama adı altında cephe kaplamalar yapıyoruz. Bunların hepsi poliüretan malzeme, eğer küçük bir yanma olursa, ahşap etkisinden daha fazlası ortaya çıkar, binanın tamamını kısa sürede sarar. Burada herkes aciz kaldı” ifadelerine yer verdi.
Çerçiler, binanın taşıma sisteminin zarar görmemesi nedeniyle olası bir yıkım yaşanmaması ise daha büyük bir facianın önüne geçtiğini bildirdi. Antalya’dan örneklerle konuşmasına devam eden Çerçiler, geçen yıl Kemer ve Belek’teki 2 otel yangınının çıktığını ve hızlı müdahale edildiğini anımsattı.
"En Az Yılda Bir Kez Denetim"
Antalya’daki tüm tesislerde önleyici hizmetler pasif söndürme sistemlerinin yılda en az bir kez kontrol edilmesi gerektiğinin hayati önem taşıdığını işaret eden Çerçiler, “ Otellerde özellikle 20 odadan sonra yangın söndürme sisteminin olması gerekiyor. 20 odaya kadar butik tesislerde yönetmelik istemiyor. Belki de tamamında bir uygulama yapmalıyız. Buna uygun su depolarının, yangın verme ağızlarının olması, her an her tehlike olabilecek gibi hazırlıkta olmalıyız. Depremden daha büyük felaketler var. Bunlarla ilgili merkezi yönetimin sakınım planını ortaya koyması gerekiyor. Otel bünyesindeki önleyici sistemler devreye girer ve kısa sürede yangına ulaşılırsa bir anlamı olur. Can kaybı oluşmadan yangına ulaşım önemli” diye konuştu.
Antalya’nın yangına en hassas bölgelerinden Kaleiçi’nde itfaiye noktasının bulunduğunu aktaran Çerçiler, dar sokaklara konulan yangın ağızlarının çalışıp çalışmadığını sordu.
