Antalya’nın ünlü boşanma avukatı Hatice Karaarslan, 14 Kasım 2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 7531 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla birlikte Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişikliği yorumladı. Avukat Hatice Karaarslan, soybağı reddi konusunda yapılan düzenlemenin hukuk sisteminin gelişmesi adına olumlu olduğunu ama uygulama aşamasında zorluk çıkacağını ifade etti.
Türk Medeni Kanunu’nun soybağının reddini düzenleyen 286., 289. ve 291. maddelerinde yapılan önemli değişikliklere değinen Hatice Karaarslan, “Medeni Kanunumuzda soybağının reddi davası ile ilgili değişiklikler yapılmıştır. Soybağının reddi davası Medeni Kanunumuzdaki babalık karinesine dayanan soybağının ortadan kaldırılması sonucunu doğuran bir davadır. Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğum ile kurulmaktadır. Çocuğu doğuran kadın annedir. Hukukta buna analık karinesi denmektedir ve kesin bir karinedir. Baba ile ise evlilik birliği veya tanıma ile soybağı ilişkisi kurulur. Babalık karinesinin çürütüldüğü durumlarda soybağının reddi gündeme gelmektedir. Kanun değişikliğinden önce koca veya çocuk soybağının reddi davası açabiliyordu. Değişiklikle beraber anneye de dava açma hakkı verilmiştir. Yeni düzenlemeye göre koca, ana veya çocuk soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava, dava açma hakkına sahip diğer kişilere karşı açılır. Annenin dava açma hakkı doğumdan itibaren 1 yıl olarak belirlenmiştir” dedi.
“İSABETLİ BİR DÜZENLEME”
Hatice Karaarslan, Türk Medeni Kanunu’ndaki değişen 3 maddeyi sırasıyla şu şekilde açıkladı:
“Eski Madde 286’da ‘Koca soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava, ana ve çocuğa karşı açılır. Çocukta dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır’ derken yeni düzenleme ‘Koca, ana veya çocuk soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava, dava açma hakkına sahip diğer kişilere karşı açılır’ şeklindedir. Söz konusu bu değişiklik ile soybağının reddi davasının kime karşı açılacağı net bir şekilde belirlenmiştir. Eski 286. maddede anneye soybağının reddi davası hakkı tanınmazken yapılan değişiklik ile anneye de bu hak tanınmıştır. ’Dava açma hakkına sahip kişilere karşı açılır’ ifadesi ile davalı tarafında kimlerin olacağı belirsizliğinin önüne geçilmiş ve gayet isabetli bir düzenleme olmuştur.
“SÜRENİN TESPİTİ SORUN YARATABİLİR”
Eski Madde 289/2’de ‘Çocuk ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır’ derken son düzenlemede ‘Ana doğumdan, çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır’ şeklinde değişikliğe gidilmiştir. Bu yeni düzenleme ile annenin dava açma süresi doğumdan itibaren 1 yıl olarak net bir şekilde belirlenmiştir. Çocuğun dava açma süresinin başlangıcıyla alakalı bir değişiklik yapılmamıştır. Çocuk yönünden ‘ergin olduğu tarihten başlayarak’ ibaresi değişken bir duruma bağlı olduğu için uygulamada sürenin tespiti açısından sorun yaratabilir.
“ANLAM KARGAŞASI GİDERİLDİ”
Eski Madde 291’de ‘Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir’ derken yeni madde 291’de ‘Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde baba olduğunu iddia eden kişi, kocanın altsoyu, anası veya babası, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir’ şeklinde değişikliğe gidilmiştir. Bu değişiklik ile ‘baba olduğunu iddia eden kişi’ ibaresi ile önceki kanun metnindeki anlam kargaşasının giderilmesini sağlamıştır.”
YARGININ YÜKÜ AĞIRLAŞIYOR
Karaarslan, “Bu 3 maddede yapılan değişiklikler sayesinde Türk Medeni Kanunu’nu çağdaş hukuki normlara uyumlu hale getirirken, bireylerin hak arama özgürlüklerini de genişletmektedir. Yapılan bu değişiklikler, hukuk sisteminin gelişimine katkı sunmaktadır. Ama tüm bu düzenlemelerin uygulama açısından bazı zorlukları da beraberinde getireceği kanaatindeyim. Çocuğun soybağının reddi davasını açma süresinin ergin olmasından itibaren olması durumu net bir zaman belirtmediği için bu sürenin başlangıcının ve bitişinin saptanması zorluğa yol açabilecektir. Bunun dışında bir diğer zorluk ise ‘öğrenme’ tarihinden itibaren ibaresidir. Uygulamada da bu durum taraflar arasında ihtilaf yaratmakta ve yargının yükünü ağırlaştırmaktadır” dedi.