Ekonomi İş Geliştirme ve Planlama Derneği (EKİPDER) üyesi iş insanı Osman Gazi Eravşar Antalya’da ofis mobilyaları sektörünün önemli bir pazar alanı olduğunu ifade etti. Antalya’ya Türkiye’de yaşanan ekonomik krizlerin ya çok geç ya da hiç gelmediğini ifade eden Eravşar, “Bu işten önce 10 yıl mobilya imalatında çalıştım. Biz hep Antalya’da ki bayilerin hep iyi iş yaptığına ve çok ciddi cirolar çektiğine şahit olduk. Antalya’yı diğer şehirlerden ayıran en önemli özellik; turizm ve tarım olarak göze çarpıyor. Başka bir şehirdeki ekonomik kriz, Antalya’ya çok geç geliyor ya da gelmiyor teğet geçiyor. Çünkü burada öne çıkan tarım ve turizm, bu şehre ciddi anlamda para kazandırıyor. Bu ekonomik hareketlilik ve nakit akışı olduğu zaman iş ticarete dönüyor. Dolayısıyla ticaretin olduğu bir şehirde, ofis mobilyaları satmak o kadar da zor değil. Şöyle bir örnek vereyim; ben firma olarak sektörde Türkiye’nin en büyük 5 firmasının Antalya distribütörlüğünü yapıyorum. Bu 5 firmanın 5’inin de bayilik satışı açısından ilk 3’ün içinde yer alıyorum. İşte bize bu avantajı Antalya kazandırıyor. Sen de işini doğru ve dürüst bir şekilde yaptığın zaman müşteri başka bir alternatif aramıyor. Sonuç olarak ofis mobilyaları sektörü olarak Antalya’nın bizler için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Aslında ticaret yapan herkes için diğer illere nazaran Antalya büyük bir şans. Bunun değerini iyi bilmek lazım” dedi.
“DÜNYA’DA VE AVRUPA’DA ÇOK İYİ BİR YERDEYİZ”
İnsanların evlerinde geçirdiği vakitten fazlasını ofislerinde geçirdiklerini ifade eden Eravşar, “Bunun en önemli sebeplerinde birisi insanların ofis mobilyalarına olan ihtiyaçları oldu. Çünkü insanlar neredeyse evlerinde geçirdiği vakit kadar ofislerinde çalışır hale geldi. Bu süre içerinde birçok müşterimizi, misafirimizi ve arkadaşımızı ofislerimizde ağırlıyoruz. Dolayısıyla insanlar çalıştığı ofisin daha rahat, daha kullanılabilir ve daha kaliteli olması için ofis mobilyalarına önem vermeye başladı. Bu da mobilya sektörünü son derece olumlu etkiledi ve tüketicilerin talepleri doğrultusunda, birbirinden güçlü firmaların ve değişik ürünlerin piyasaya girmesini sağladı. Zira insanlar kendini iyi hissetmek ve güzel bir ofiste çalışmak istiyor. Sadece işveren açısından değil, personel açısından da bu çok motive edici bir durum. Dolayısıyla ofis mobilyaları sektöründe özellikle 2005 ve 2010 yılları arasında ciddi bir sıçrama yaşandı ve şu anda ülke olarak Dünya’da ve Avrupa’da çok iyi bir yerdeyiz” ifadelerini kullandı.
“UCUZ ÜRÜN TERCİH EDEN TÜKETİCİYİ UYARIYORUZ”
Ofis mobilyası sektöründe merdiven altı firmalardan uzak durulması gerektiğini söyleyen Eravşar, “Merdiven altı firmalar, diğer sektörlerde olduğu gibi bizim sektörde de var ancak bizi o kadar olumsuz etkilemiyor. Biz ucuz ürün tercih eden tüketicileri uyarıyoruz, kurumsal firmalardan almalarını öneriyoruz ve onları yönlendiriyoruz. Bu arada neden bizleri tercih etmeleri gerektiğini anlatıyoruz. Örneğin, Sanayi Bakanlığı 2 yıl garanti veriyor, benim çalıştığım fabrikalar 4 yıl garanti veriyor. Bizim sattığımız ürünlere 10 yıl da geçse bir şey olmaz. Çünkü biz firma olarak bir koltuk sattık diyelim. Sattığımız bu koltuğun tekeri kırıldığında onu değiştirmek için ben personelimi gönderiyorum. Çünkü benim bir marka ismim var ve ben onu korumak zorundayım. Bunun yanında ben o tekeri değiştirirsem o müşteri bir daha başka bir yere gitmiyor. Biz müşterimize bu hizmeti verince, ilginçtir o da bizi bir şekilde başka bir müşteriye tavsiye ediyor. Sonuç olarak müşterimize verdiğimiz kaliteli hizmet, bize her seferinde olumlu bir şekilde dönüyor ve işimizin büyümesine katkı sağlıyor.” dedi.