Antalya’nın Muratpaşa ilçesindeki en eski mahallelerden Kızılarık’ta yurttaş ile Vakıflar arasında yaşanan mülkiyet sorununa tepkiler büyüyor. 332 haneye fahiş ecrimisil gönderen ve evlerden çıkmasını isteyen Vakıflara yurttaş yaptığı eylemle tepki göstermişti. Geçmişte Kepez’de uygulanan 4706 sayılı yasa ile trampa edilen ve konut projesiyle haklarını kazanan Kepezli yurttaşları örnek gösteren, Kızılarık halkı aynı uygulamanın kendilerine de yapılmasını istemişti. 100 yıla yakın süredir bölgede yaşayan, fahiş ecrimisil bedelleri ile karşı karşıya kalan Kızılarık halkından bir yurttaş Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne dava açtı. Yurttaşın Avukatı Polat Balkan, Akdeniz Gerçek Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, Kızılarıklı yurttaşların mülksüzleştirilmek istediğini dile getirdi.
“BARINMA HAKKINDAN YOKSUN BIRAKILMAK İSTENİYOR”
4706 sayılı yasanın uygulanarak, Kepez’de olduğu gibi toplu konut projesi yapılması ve haklarını isteyen Kızılarıklı yurttaş, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün fahiş ecrimisil bedellerine dava açtı. Av. Polat Balkan yaptığı açıklamada, “Bütün ömrünün geçtiği Kızılarık Mahallesi’nin, Antalya’nın en eski ve köklü mahallelerinden biri olmasına karşın, mülkiyet sorunu ne yazık ki çözülememiştir. Kadastro tespitleri, tapulama süreçleri ve davalarda yaşanan haksızlıklar, hukuksuzluklar bir yana, binlerce insan şimdi de yerinden yurdundan edilmek, barınma hakkından yoksun kılınmak üzeredir. Bugüne kadar on binlerce insanın doğup büyüdüğü, gecekonduların bulunduğu, mahalle kültürünü canlı tutmaya çalışan, gidecek başka hiçbir yeri olmayan, emekçi ve yoksul binlerce insanın yaşadığı Kızılarık Mahallesi, tüm Türkiye’de, aynı zamanda Türkmen/Alevi/Tahtacı inancının, kültürünün yaşandığı ve yaşatıldığı merkezlerden biridir” dedi.
“GİRİŞİMLER OLUMSUZ SONUÇLANDI”
Av. Polat Balkan, “Davalı İdare, yıllar süren yargılama sonunda mülkiyet edinmiş, sorunun çözülmesi için gerek mahalle halkı, gerekse mahallenin sınırları içinde bulunduğu Muratpaşa Belediyesi tarafından yapılan bütün girişimler, gerçekçi ve yapıcı olmasına karşın, olumsuz sonuçlanmıştır. Sonradan yapılan unvan değişikliğiyle Sadrazam Kuyucu Murad Paşa Bin Abdüsselam Vakfı olan vakfın ne zaman kurulduğu, senedi, türü, taviz bedeli, sahih olup olmadığı, vakfedilen mal ve hakları, vakıf şerhinin hukuka uygun olup olmadığı gibi konularda davalı İdarece açıklama yapılmalıdır. Bu açıklamalar yapılmalıdır ki davalı İdarenin varlık nedeni, kuruluş ve çalışma amacı öğrenilebilsin! Davalı İdare yaklaşık 3 bin TL’den 78 bin TL’ye artış düşünüldüğünde yüzde 2 bin 500; 60 bin TL’den 2 milyon 400 bin TL’ye artış düşünüldüğünde yüzde 3 bin 900 oranda artış yapmıştır! Bu da davalı idarenin kamu yararı amacından kopup rant sağlamaya çalışan vahşi kapitalist bir ticari işletme gibi davrandığının en açık göstergesidir. Bir başka anlatımla, yılladır uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle derin bir yoksulluğa düşen halk şimdi de mülksüzleştirilme tehlikesiyle karşı karşıyadır” dedi.