ANTALYA EKONOMİSİNE REFORM PAKETİ
Sadi Kan, ekonomide yaşanan döviz krizinden
etkilenen Antalya ekonomisi için, kayıt dışını azaltacak, yükü eşit
paylaştıracak, yerli ve yabancı yatırımcıya güven verecek, hızlı dış kaynak
sağlayacak bir reform paketinin gerektiğini vurguladı. “Antalya ekonomisinde
turizm tarafındaki artış sayesinde canlılık olduğu açık” diyen Kan, Fakat
ekonomideki istikrarsızlık herkesi etkiliyor” dedi..
SİYASİ GERİLİME HEMEN SON VERİLMELİ
Kan, “Siyasi gerilime son verilmeli, muhalefet ve STK’lar ile gerçek bir işbirliği
yapılmalı, hukuk reformları hızlandırılmalı, teşvik sistemi değişmeli, gençlere
gelecek için güven verecek bir hukuk, istihdam ve mesleki eğitim reform
başlatılmalı. Artık meselemiz, yerel seçimi hangi parti kazanacak olmamalı, ülkenin
ve 80 milyonun birlikteliği bütün seçimlerden daha önemli” şeklinde konuştu.
Son 14 yılın rekorunu kıran yüksek enflasyon
ve döviz kurlarındaki artış toplumun her kesimini olduğu gibi iş dünyasını da
olumsuz etkiliyor. “ Ekonomide bir döviz krizi yaşadığımız ortadadır” diyen
‘Patronlar Kulübü’ olarak da bilinen Antalya Sanayici ve İşadamları
Derneği(ANSİAD)Başkanı Sadi Kan, iş dünyasının sorunları ve çözüm önerilerini
Akdeniz GERÇEK’a anlattı. Mali disiplin ve enflasyonun ihmal edilmesinin sonucu
yaşanan ekonomideki döviz krizi için acil bir reçete gerektiğini, ancak bu
reçetenin acı olacağını vurgulayan Kan, ekonomide yaşanan döviz krizinden
olumsuz etkilenen Antalya ekonomisi için de kayıt dışını azaltacak, yükü eşit
paylaştıracak, yerli ve yabancı yatırımcıya güven verecek, hızlı bir dış kaynak
sağlayacak bir reform paketine gereksinim olduğunu belirtti.
EKONOMİDEKİ İKTİKRARSIZLIK HERKESİ ETKİLİYOR
“Antalya ekonomisinde turizm tarafındaki artış
sayesinde canlılık olduğu açık” diyen ANSİAD Başkanı Sadi Kan, “Yabancı ve
yerli turistte tüm zamanların rekorunu yaşıyoruz, fakat ekonomideki
istikrarsızlık herkesi etkiliyor, ayrıca turizmde net veya gerçek gelir artışı,
turist sayısındaki artış gibi değil. Turizmde akaryakıt, gıda, alkollü içecek,
elektrik gibi maliyetler enflasyonun üzerinde artıyor ve kur avantajını da
azaltıyor. Önemli olan turist sayısı değil, turizme ciddi emek, su, gıda ürünü
harcıyoruz, buna karşılık katma değere, çalışanın ne kadar kazandığına da bakmak
gerek” dedi.
Kan, “ Turizmde akaryakıt, gıda, alkollü
içecek, elektrik gibi maliyetler enflasyonun üzerinde artıyor ve kur avantajını
da azaltıyor. Önemli olan turist sayısı değil, turizme ciddi emek, su, gıda
ürünü harcıyoruz, buna karşılık katma değere, çalışanın ne kadar kazandığına da
bakmak gerek. Bu yıl turizm sayesinde 2015-2017 döneminde göre daha iyiyiz,
fakat girdi maliyetleri sanayicimizi, iç pazarın daralması ticaret sektörünü
olumsuz etkiliyor” dedi..
SELLER TARIM SEKTÖRÜNE DARBE VURUYOR
“Bu yıl turizm sayesinde 2015-2017 döneminde
göre daha iyiyiz, fakat girdi maliyetleri sanayicimizi, iç pazarın daralması
ticaret sektörünü, bir taraftan kuraklık, diğer taraftan seller tarım
sektörümüzü olumsuz etkiliyor” şeklinde konuşan Kan, şunları söyledi: “Mali
disiplin ve enflasyon sorunu çok ihmal edildi. Türkiye’nin yabancı sermaye
karşısında imajı düzelmedi. Şimdi cari açığımız 60 milyar dolara yaklaşıyor,
yabancı sermaye girişi yetersiz ve Merkez Bankası’nın net rezervi 30 milyar
dolar. Bütçe açığı 6 ayda 46 milyar TL’ye çıktı. Hükümet yeni kuruldu, bakanlar
yeni atandı, fakat piyasaya acil bir reçete gerekiyor ve maalesef bu reçete acı
reçete olmak zorunda”
SANAYİ VE TARIMDA ÜRETİM AÇIĞI VAR
80 MİLYONUN BİRLİKTELİĞİ SEÇİMLERDEN ÖNEMLİ
ANSİAD Başkanı Sadi Kan, Çin, Japonya, Kore ve
Almanya’dan büyük hacimli yatırım çekilmeli, siyasi gerilime son verilmesi
gerektiğini vurgulayarak, “Muhalefet ve
STK’lar ile gerçek bir işbirliği yapılmalı, hukuk reformları hızlandırılmalı,
teşvik sistemi değişmeli, gençlere gelecek için güven verecek bir hukuk,
istihdam ve mesleki eğitim reform başlatılmalı. Artık meselemiz, yerel seçimi
hangi parti kazanacak olmamalı, ülkenin ve 80 milyonun birlikteliği bütün seçimlerden
daha önemli” diye konuştu.
YABANCI SERMAYA KARŞI İMAJIMIZ DÜZELMEDİ
Sadi Kan, piyasanın krizden etkilenmesi
konumsunda unları söyledi : “Ekonomide
bir döviz krizi yaşadığımız ortadadır. 2001 krizinde döviz yüzde 100 civarında
artmıştı, bu dönemde ise son 2 yılda %100’e yakın, son 1 yılda yüzde 52, son
4-5 ayda yüzde 40’a yakın arttı. Bir günde yüzde 5 oranında kur artışı
yaşadığımız günler oluyor. Reel sektörün net döviz borcunun 220 milyar dolar
civarında olduğunu herkes biliyor. Döviz borcu olanın borcunun TL cinsinden 4
ayda yüzde 40’a yakın artması karşısında kim ne yapabilir? Dış girdi kullanan
tedarik sorunu yaşıyor, fiyat belirleyemiyor. Maliyeti artan içerde piyasa
daraldığı için fiyat artıramıyor”(İbrahim AKKAYA)