Herkes annesine olan sevgisini anlatacak bir şekilde.
Anne ve annelik
üzerine övgüler düzülecek..
Annenin kutsal bir varlık olduğundan sıkça söz edilecek..
Anne ve annelik nutukları atılacak..
Gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda, daha doğrusu
tüm kitle iletişim araçlarında Anneler Günü birinci haber, birinci yorum
olacak.
Elbette annelik
kutsal bir varlık..
Pekala bütün bunlar
iyi de annelere, özelikle çalışan annelere bakış açımız nedir, onların hayatını
kolaylaştıracak, gelecek nesilleri daha donanımlı yetiştirmelerine olanak
sağlayacak koşullar yaratıyor, sorunlarına çözüm üretiyor muyuz ?
64 bin kadının
katılımı yapılan bir anketin çok çarpıcı sonuçlarını sizlerle paylaşmak istedim..
Ankete göre,
çalışan annelerin çok büyük sorunlarla boğuştuğunu ortaya koyuyor..
Ankete katılan
anneler, özel sektörde anne olmanın zorluklarını yaşadıklarını söylüyorlar..
Başka bir deyişle
annelere iş hayatında fazla yer yok..
Çalışan, ya da çalışmak
zorunda kalan anneler, iş görüşmesine gittiklerinde şu sorunlarla
karşılaşıyorlar :
-Doğum ve süt izinleri yetersiz…
-Esnek ve kısmi
çalışma olanağı hemen hemen yok..
-Bakıcı sorunu var..
-Bakıcı bulmak güç,
bulunsa bile bazı bakıcılarla sorun yaşanıyor.
Ankete göre,
çalışan kadınların büyük bölümü anne olduktan sonra işe devam edip, etmeme
kararsızlığını yaşadıklarını vurguluyorlar..
‘Çocuk da
yaparım, kariyer de ‘
sloganı pek çok annenin favorisi..
Ancak bu konuda
kadınlar ailesinden ve çevresinden baskı da görüyor..
Kuşku yok ki kadınların en önemli hedefleri
arasında ekonomik bağımsızlık elde etmek ve aile bütçesine katkıda bulunmak
var.
İşte bu noktada
çalışan annelerin çocuğuna karşı duyduğu vicdan azabı ve suçluluk duygusu kaos
yaratıyor..
Ankete göre hem
çalışanların hem de işverenlerin verdiği yanıtlar, kadınlar için ideal doğum
izni süresinin bir yıl olması yönünde.
Yanıtlar çalışan kadınların ancak yüzde 2’sinin bir yıl doğum
izni kullanabildiğini gösteriyor..
2 ila 4 ay doğum
izni kullananların oranı ise yüzde 40..
Kadınların yüzde
12’si doğum yaptıktan sonra işten ayrılıyor.
Kadınların önemli
bir bölümünün doğum yapıp, doğum iznini kullandıktan sonra işe döndüklerinde
pozisyonlarının değiştirildiğini belirtiyorlar.
Eğer çalışan kadın ücretsiz
doğum izni kullanırsa unvanını ve çalışma pozisyonunu kaybediyor.
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki çalışan anneler
için en önemli sorun bakıcı bulmak..
Bu noktada en öneli
görev aile büyüklerine düşüyor.
Anketin sonuçlarına göre, çalışan annelerin çocuklarına
yüzde 58 oranında anneanne
ve babaanne bakıyor…
Çocukları için özel bakıcı tutan annelerin
oranı ise yüzde 33..
Bu noktada kamu
kurumları ile özel şirketlerin kreşleri devreye giriyor..
Çalışan annelerin yüzde 7’si çocuklarını kreşe
bırakıyor.
Çocuğunu çalıştığı
kurum ya da şirketin kreşine bırakan annelerin oranı ise sadece yüzde 1…
Bu sonuçlar Türkiye’de işyerlerinin çok azında kreş bulunduğunu gösteriyor..
Acı ama gerçek,
çalışan anneler şu yorumda bulunuyor :
“Çocuğa anneanne bakarsa kariyer var, bakıcı
bakarsa ya kariyer oluyor, ya da vicdan azabı oluyor”
Tüm bu veriler
annelerin çalışma hayatında olmadığını ortaya koyuyor..
Çalışma hayatında
olan ve tutunmaya çalışanlar ise adeta mucize yaratıyor..
Bir yandan iş, bir yandan eş, bir yandan çocuk..
Annelik gerçekten
zor zenaat..