TÜRSAB
Yurtdışı Temsilci Hüseyin Baraner, 2018 yılının Almanya’daki Türkiye müdavimlerinin
geri dönüş yılı olacağını iddia etti. Baraner, Almanya’daki bütün tur
operatörlerinde Türkiye ile ilgili rezervasyonlarda 2017 yılına nazaran
ortalama yüzde 21 oranında bir artış olduğunu kaydetti.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB)
Yurtdışı Temsilci Hüseyin Baraner, Akdeniz GERÇEK’e yaptığı açıklamada 2018 yılının Almanya’daki Türkiye’nin
müdavimlerinin geri dönüş yılı olacağını iddia etti. Aralık ayı itibariyle Almanya’daki
bütün tur operatörlerinde Türkiye ile ilgili rezervasyonlarda 2017 yılına
nazaran ortalama yüzde 21 oranında bir artış olduğunu kaydeden Baraner, şöyle
konuştu: “Bu artış kimisinde yüzde 35 kimisinde ise yüzde 10 civarında. Bu çok
önemli bir artış. Özellikle başta Side olmak üzere, Kundu ve Alanya’nın eski
müşterileri yeniden Almanya’daki seyahat acentalarına gelip, tanıdığı otelde
tekrar tatil yapmak istediğini söylüyor. Rakamlar böyle söylüyor. Geçen sene
Türkiye Almanya’da kötü satıyordu, şimdi iyi satıyor. 2018 yılı, Almanya’daki
Türkiye’nin müdavimlerinin geri dönüş yılı olacak.”
HERKES
TÜRKİYE SATACAK
“Almanya’daki toplam 9 bin 600 seyahat
acentasıyla yaptığımız görüşmelerden çok olumlu izlenimler aldık. Gelecek
aylarda herhangi bir beklenmedik bir sorun yaşamazsa bu yüzde 21’lik oranın
daha da yükseleceğini görebiliriz. Bu kesinlikle sürpriz olmaz. Çünkü satışlar
iyi gitti mi, otomatik adeta domino taşı etkisi gibi herkes Türkiye satmaya
başlayacak. Müşteriler birbirini etkilemeye başlayacak. Türkiye lehine çalışan
bir olay daha var o da artık Suriye ve mülteci olayının Soçi anlaşmasından
sonra tehlike olarak görülmemesi ve tamamen gündemden kalkmasıdır. Hatta ilk
mülteciler Almanya’dan yavaş yavaş geri dönmeye başladı. Dolayısıyla
Türkiye’den de geri dönüşler olacaktır.”
İspanya
ve Yunanistan
SINIFTA
KALDI
Baraner, Türkiye yerine İspanya ve Yunanistan’a
giden müşterilerin Türkiye’ye geri dönmeye başladığını hatırlatarak, “Çünkü
buralara giden Almanlar hiçbir anlamda beklediklerini alamadılar. Bu iki ülke
de bunu kötüye kullandı. Hem çok yüksek fiyattan sattılar hem de beklenen
kaliteyi veremediler. İşte Almanlar bu sebepten dolayı şimdi Türkiye’ye geri
dönüyor. Özellikle küçük Türk seyahat acentaları ve orta boyutlu tur
operatörleri Side’de, Alanya’da, Kemer’de, İstanbul’da Türkiye’yi satabilmek ve
yeniden ayağa kaldırmak için çok çalıştı, çok uğraştı. Bu sadece tur
operatörlerinin başarısı değil. Türk-Alman turizmi dediğimiz zaman iki tarafta
100 bin aktif çalışan insan var. Bu 100 bin kişiden biri de benim” dedi.
+++++++++++
TÜRKİYE’NİN
ADI UCUZ KELİMESİYLE
AYNI
CÜMLEDE BİLE GEÇMEMELİ
Türkiye’nin artık ucuz kelimesiyle aynı
cümlede adının bile geçmemesi gerektiğini kaydeden Baraner, “Sonuç olarak
önümüzdeki yıl için Alman pazarında gerçek bir diriliş yaşanacak. Bu dirilişi
yakaladıktan sonra biz kesinlikle arkasını getiririz. Benim herkesten bir ricam
var; buna bakanlar, valiler, belediye başkanları ve otelciler de dahil. Ülkemiz
dünyanın en önemli ve en yüksek standartta hizmet veren turizm pazarı ancak
üzerimizdeki ‘ucuz’ algısını artık dile getirmekten vazgeçmemiz lazım. Çünkü bu
kaliteyi biz belirli bir fiyat üzerinden ayakta tutabileceğimizi hem müşteriye,
hem tur operatörlerine, hem de seyahat acentalarına yavaş yavaş işlememiz
lazım. Turistlerin yanlış yönlendirilmesine izin vermememiz lazım. Turistlere
bu işin bir maliyetinin olduğunu çok iyi anlatmamız lazım. Biz bunu iyi
anlatırsak müşteri kabul ediyor” diye konuştu.
DÜŞÜK
FİYATLA TATİL
YAPILACAK
ÜLKE DEĞİLİZ
Türkiye’nin dünyanın en önemli turizm
yatırımlarının yapıldığı 5-6 ülke arasında yer aldığını ifade eden Hüseyin Baraner
sözlerini şöyle sürdürdü: “Tur operatörleri de Türkiye’den para kazanmak
istiyorsa bu fiyatlarla olmayacağı iyi bilmeli. Onlarda yavaş yavaş fiyatlarını
aşağı çekerek bize destek olmalıdırlar. Seyahat acentaları da ne kadar pahalı
satarsa o kadar komisyonunu arttırmış oluyor. Dolayısıyla dünyanın en önemli
turizm yatırımının yapıldığı 5-6 ülke arasında yer alan Türkiye, bu kadar düşük
fiyatlarla tatil yapılacak bir ülke değil. Bunu herkesin iyi anlaması lazım. Ancak
piyasada ucuzcu, fırsatçı bir takım şirketler var. Bunlar da büyük bir sorun.
Hep fiyat kırmaktan başka bir şey bilmeyen adamlar var. Artık Türkiye’nin ucuz
kelimesiyle aynı cümlede adının bile geçmemesi lazım.” Kubilay ELDEMİRCİ