Antalya'nın Kaş ilçesinde uzun süredir devam eden kaçak yapılaşma sorununa ilişkin Sayıştay, 2023 yılında Kaş Belediyesi’nde yaptığı denetimler sonucu hazırlanan rapor yayımlandı. Kaçak yapılar ve villalar ile ilgili açıklama yapan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Soner Akdoğan “Yerel yönetimler ve kamu kurumlarının göz yummasıyla, "modern gecekondular" olarak adlandırdığımız kaçak villalar deprem yönetmeliğine ve imar mevzuatına uygun değildir.” dedi.
Kaş Belediyesi, AKP'li Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş döneminde, 2023 Sayıştay raporunda Belediye tarafından yıkılacağı belirtilen 3.161 kaçak yapıyı kılıfına uydurarak yıkmadığı ortaya çıktı. Sayıştay’ın Kasım 2024 tarihli denetim raporunda, Kaş Belediyesi’nin imar mevzuatına aykırı inşa edilen yapıları engelleme konusunda başarısız olduğu ifade edildi. Belediyenin belirlediği 3161 kaçak yapının yıkılmadığına dikkat çekilirken, uygulanan idari para cezalarının caydırıcı olmadığı belirtildi. Raporda, Kaş Belediyesi sınırlarında devam eden kaçak yapılaşmanın önlenmesi için ilgili kurumların süreci daha etkin bir şekilde yönetmesi gerektiği ifade edildi.
MODERN GECEKONDU
Konuya ilişkin olarak açıklama yapan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Soner Akdoğan açıklama yaptı. Yaptığı açıklamada “Kaş bölgesindeki imar sorunları, pandemiyle birlikte geri dönüşü zor bir noktaya ulaşmıştır. Pandemi sonrası artan villa turizmi talebi, bölgedeki kaçak yapılaşmayı ciddi ölçüde artırmıştır. İmara uygun yapılar inşa edemeyen bölge halkı, yerel yönetimlerin ve kamu kurumlarının da göz yummasıyla, kaçak villalar yapmaya başlamıştır. Bu yapılara modern gecekondular diyorum. Ne yazık ki bu villalar, deprem yönetmeliği başta olmak üzere hiçbir imar mevzuatına uygun değildir.” dedi.
VİLLARIN DEPREM GÜVENLİĞİ YOK
Deprem riski taşıyan Kaş bölgesinde, mühendislik hizmeti alınmadan yapıların kontrolsüz biçimde yapıldığını söyleyen Başkan Akdoğan “Kaş bölgesi, deprem riski açısından Antalya’nın en tehlikeli bölgelerinden biridir. Fethiye-Burdur fay zonuna yakın olan bölgede, tarihte de yıkıcı depremler yaşanmıştır. Böylesine yüksek risk taşıyan bir bölgede, mühendislik hizmeti alınmadan, sadece ustaların inisiyatifiyle projelendirilmeden yapılan bu villaların deprem güvenliği yoktur. Sayılarının 5 ila 10 bin arasında olduğu tahmin edilen bu yapılar, tamamen kontrolsüz bir şekilde inşa edilmiştir” diye konuştu.
"İHALELER FORMALİTEDEN İBARET"
Başkan Akdoğan, kaçak yapılaşmanın önüne geçmek için daha etkin politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak “Her yıl açılan yıkım ihaleleri, gerçek anlamda sonuç veren bir süreç olmaktan öteye geçmiyor. Bu ihaleler, yalnızca formalite icabı yapılıyor ve sorunun çözümüne katkı sağlamıyor” dedi.
ALT YAPIYA ZARAR VERİLİYOR
Kağıt üzerinde insani kullanım için bağlanan su, kaçak villanın havuzlarını doldurmak için elektrik bağlantılarının ise tarımsal abonelik için kullanıldığını, bu yüzden alt yapıya ciddi zarar verildiğine dikkat çeken Başkan Akdoğan “Kaçak yapılaşma, bölgenin altyapısına da ciddi bir yük getirmiştir. Mevzuata göre, iskânı olmayan yapılara elektrik ve su aboneliği verilmesi yasaktır. Ancak mevzuattaki açıklar kullanılarak ve idarelerin göz yummasıyla bu yapılara tarımsal sulama veya insani kullanım amaçlı su bağlantıları yapılmaktadır. Elektrik abonelikleri ise tarımsal abonelik gibi yöntemlerle sağlanmaktadır. Kağıt üzerinde insani kullanım amaçlı su bağlanmış görünse de bu suyla villa havuzları doldurulmaktadır. Bu durum, yaz aylarında yaşanan elektrik ve su kesintilerinin temel nedenlerinden biridir; altyapı, bu hesapta olmayan kullanımları kaldıramamaktadır.” ifadelerini kullandı.
KAÇAK YAPIYI YIKACAK İRADE OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM
Deprem yaşanmasaydı da bu yapıların bir şekilde imar barışı ilan edilerek kayıt altına alınacağını vurgulayan Başkan Soner Akdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sit alanlarında bile kontrolsüz bir şekilde inşa edilen bu yapıların durdurulabileceğini düşünmüyorum. Eğer 6 Şubat depremleri yaşanmamış olsaydı, muhtemelen yine bir imar barışı ilan edilerek bu yapılar kayıt altına alınırdı. Kaçak yapı sahipleri kayıt belgelerini alırken merkezi yönetim de ciddi bir gelir elde ederdi. Ancak yaşanan büyük depremler nedeniyle şimdilik kimse imar barışından söz edemiyor. Buna rağmen, bu kadar çok yapıyı yıkacak bir irade olduğunu düşünmüyorum. Ne yazık ki yine bir formül bulunacak ve kaçak yapılaşma sorunu ötelenmeye devam edecektir.”