Hakan Sonok'un not defterinden bir bölüm daha ifşa ediyorum:
Necmettin Erbakan'ın oğlu:"Corona aşısı olursanız kuyruğunuz çıkar," demişti...Milletvekili seçildi...
Yakın gelecekte Türkiye'ye gelip yerleşen 35 milyonu Suriyeli diğer on milyonlarca başka ülke yurttaşı (Afganlılar, Kazakistanlılar, Gürcüler, Özbekistanlılar, Lübnanlılar, Libyalılar Pakistanlılar, İranlılar, Iraklılar, Yemenliler, Ürdünlüler, Faslılar, Ukraynalılar, Ruslar ve diğerleri) Türkiye'nin demografisini tamamen değiştirecek!
Önemli bir soru: "CHP yöneticileri arasında muhalefette kalmaya devam edelim; ülkenin devasa sorunları var; hükümet olursak dünyadaki en büyük ekonomik enkazı devralmış olacağız!" diyenler var mıdır?
Osmanlıyı öve öve bitiremeyenlere:
Gökyüzünün incelenmesinin günah olduğuna ilişkin fetvalar birbiri ardından havada uçuşurken, Meleklerin bacaklarının, baldırlarının, mahrem yerlerinin gözlemlendiği iddiaları rasathanenin bombalanarak yıkılmasıyla sonuçlanırken, Güney kutbunu gösteren küresel haritalar yapan Piri Reis idam edilirken, Piri Reis'in haritaları üzerinde yemek yenen tepsi ya da gazete niyetine kullanılıyordu... Osmanlı’nın bilime yaklaşımı buydu... Osmanlı halkı "tövbe tövbe melekleri gözetliyorlar, röntgenliyorlar bu rasathane denilen melun yuvasında," diyordu...
2. Abdülhamit döneminde Osmanlı bugünkü Türkiye'nin iki katı kadar toprak kaybetti...Kıbrıs'ı da Ruslardan İngilizler tarafından korunmak için 1878'de Kraliçe Victoria'ya verdi...
Millet İttifakı'nın 5 partisi (İyi, Saadet, Deva, Gelecek, Demokrat) seçmenlerinin tümünü Kılıçdaroğlu'na oy verme konusunda ikna edememiştir...
14 Mayıs'ta ilk kez oy kullanma hakkı kazanan kişi sayısı için 4,8 milyon ya da 5 milyon ya da 6 milyon ya da 7,5 milyon deniyor (çeşitli kaynaklarda farklı rakamlar var), bunun 2 milyona yakını Kürt genç...
2022'de Kemal Kılıçdaroğlu, 7,5 milyon gence seslenmişti: 2023 seçimlerinde ilk kez oy kullanacak genç seçmene seslenen Kılıçdaroğlu, “İlk kez oy kullanacak 7 buçuk milyon genç var. Gençler, Türkiye’nin kaderini siz değiştireceksiniz. Tarih, Türkiye’ye demokrasiyi gençler getirdi diye yazacak" ifadelerini kullandı.
Not: Bekir Ağırdır'ın (Konda Anket Şirketi) 11 Mayıs 2023'te T24'ten Murat Sabuncu'yla yaptığı söyleşiden de yararlanılmıştır...
2020'de Meral Akşener 22 milyon insanımızın sosyal yardımlar sayesinde açlıktan ölmediğini söylemiş oldu. Bu rakam çok yakın zamanda 17 milyondu...
Meral Akşener: 22 milyon insanın yardım almasına biz kesinlikle itiraz etmiyoruz ama bir tarafı ile bu insanların çocuklarının da iş bulması gerekiyor. Evlerde hiç değilse en az bir kişinin eve maaş getiriyor olmasını sağlaması gerekiyor devletin. Bu arkadaşlar geldiği zaman 6 dolar milyarderimiz vardı, şu anda 33 dolar milyarderimiz var. 22 milyon da yardım ile yaşayan insanımız var. Her 3 üniversite mezunu gencimizden biri işsiz. Enflasyon yüzde 14 açıklandı. Gıda enflasyonu yüzde 24-25’lerde. Biz her hafta bir araştırma yapıyoruz. Her hafta aynı marketten alışveriş yapılıyor ve her hafta zamları görüyoruz. Ayda bir kontrol yaptığımız zaman yüzde 24-25 gıda enflasyonu oluştuğunu gördük.Biz enflasyonu hesaplarken, zam vermek için asgari ücretli için hesap yaparken bir endeks var. O dar gelirlinin satın almadığı ne varsa o var. Biz diyoruz ki yoksul insanların satın aldıklarına dair ürünleri koyun. Onlar bunu yapmadığı için biz de kendimi yapıyoruz. Sayın Erdoğan’ın Saray’a harcanacak bütçe ile ilgili 30 milyar TL fark konuldu. Günahtır...
2-Polonyalı akademisyen, aristokrat Marja Sokolnicka Hanımefendi tek başına Ankara'da yaşardı... Öldü, cesedi evinde çürüdü, kokuştu... Uzun süre sonra kapısı kırılarak eve girildi... Yalnızlık, kimsesizlik çok zor!
20. yüzyılın en değerli entelektüellerinden Roman Polanski'nin annesi, Andrej Wajda'nın da babası 1939-1945 döneminde Almanlar ve Ruslar tarafından öldürülen 6 milyon Polonya vatandaşından ikisidir...Polonya'da öldürülen altı milyon insanın üç milyonu Yahudiydi...
Polonya ordusu mızraklı süvarilerle Alman tanklarına / panzerlerine ve Stuka (Junkers Ju 87) bombardıman uçaklarına karşı ülkesini savunmaya çalışırken yüzbinlerce Polonyalı ve yüzbinlerce at Nazilerce öldürülmüştü...
Türk entelijansiyasının en önde giden aydınlarından en az iki tanesinin soyağacına bakıldığında anne tarafından Polonya kökenli olduğu görülür...
Nazım Hikmet ve Nimet Arzık..
Nimet Arzık altı yıl kadar yaşadığı Polonya'yı Naziler ve Ruslar Eylül 1939'da aralarında paylaşınca Milano'da Türkiye konsolosu olan amcası Fuad Carım'ın yanına gitmişti...
Nimet Arzık anılarında (Tek At Tek Mızrak; üçüncü cilt; sayfa 62-63) "Savaştan sonra Polonya'ya dönmedim.
Boş sınıfta yoklama yapan öğretmeni gözünüzün önüne getirin:
-Vişa?
-Yok.
-Lilka?
-Yok.
-Marja teyze?-Yok.
Toplama kampında öldü.
-Fredek?-Yok.
Katyn ormanlarında, ensesine kurşun sıkıldı.Belki canlı gömüldü, ama öbür ölülerin soğuğu ona da çabuk yayılmıştır...
Acaba gene köy delikanlıları, sürüleri güderken Latince metinler ezberliyorlar mı?
"Nemo potest duebus domini servire / Kimse iki efendiyi birden memnun edemez...
Gönlüm tüte tüte sızlıyor, seni düşündükçe Warsaw..."
Yönetmen Andrej Wajda 6.000.000 Polonyalının katledilmesini "Kanal" (1957), "Ashes and Diamonds" (1958),"Lotna" (1959), ""Doctor Korczak" (1990), "Katyn" (2007) adlı filmlerinde anlatmıştı...
Nimet Arzık "Tek At Tek Mızrak 1. ciltte" Polonyalıları şöyle anlatmıştı (Sayfa: 151) "Yedisinden yetmişine kadar herkes kayak yapardı Polonya’da. Lüks bir spor değildi. Bir vasıtaydı, kızakla beraber."
Arzık "Tek At Tek Mızrak" 1. ciltte ABD büyükelçisinin Ankara'daki evinde 1949'da tanıdığı bir Polonyalı hanımefendiden söz eder...
Marja Sokolnicka...Podoska sülalesinden...Ailesinin alabalık dolu göllerini, çam ormanlarını, şatolarını geride bırakmış ve Ankara'ya sığınmak zorunda kalmış bir Polonyalı aristokrattı bu hanım...
Arzık:
"ABD büyükelçisinin Ankara'daki evi Çankaya'daki Paris caddesindeydi...O evde bir ara,
"Dünyanın en güzel kenti, eğer bildiğim gibi kalmışsa Varşova'dır dedim.
"Bu sözleri duyan ve o an odada bulunan Marja Sokolnicka o dönemde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde akademisyendi...
Tarih dersleri veriyordu... Geçmişte Polonya büyükelçiliği yapan eşi vefat etmişti...
Arzık ile Marja Sokolnicka böylece tanıştılar...
Marja Arzık'a "Jeszce Polska nie zgniela" dedi...
Polonya marşının ilk dizesi: Polonya var hala, çünkü biz varız..."
Arzık : "Marja'ya gönlü hoş olsun diye, kadeh tokuşturur gibi yineledim: jeszce polska nie zgniela Polonya henüz ölmedi!"
(Sayfa: 56-57-58)